Aferin Bana

6

Nisan Sonu

Yarın 1 Mayıs,
Duck'ın 2. doğum günü..
Haziran ayında da bize gelişinin 2. yılı olucak! :)

Veterinerdeydik bugün,
2yaş öncesi kontrol yaptıralım dedik ve Yaman'ın süper ısrarları sonucu hiç istemesem de tüylerini kestirdik. :(
Ama kestirmeseydik bir gün sabah uyanmaya çalışırken yuttuğumuz tüyler tarafından boğulup hepberaber ölebilirdik sanırım, kabul ediyorum. Evin içinde her gün küçük Duckcıklar oluşuyordu, ben de süpürgeye bile gerek kalmadan toparlayabiliyordum, yumak yumak :)
Bazen kendi bile kendi tüyünü yutup rahatsız oluyor. Herneyse.

Çok komik oldu yazık kuzuma,
ama kendisi inanılmaz rahatlamış gibi. Normalin 2 katı koşturuyor, hafifledi sanki. Yemesi de sıcak hissetmesindenmiş sanırım, eve gelip kıtlıktan çıkmış gibi bitirdi iki dkda mamasını.

Sabah da sitenin dışına kadar yürümüştük, çok aktif br gün geçirdik.
Bayıldı artık.
Kalan tüyleri de yeni yıkandığı için heryere yatamaz tabi koltukları koklayıp öyle yerşeliyor :))

Kuyruğunun ucunu da aslan kuyruğu gibi bırakmışlar, bir yerlere çarparsa ucu acımasın,yara olmasın diye..:)



6

Aferin Çalışın

Duck'ın en sevdiğim hallerinden biri de biz iş yaparkenki komiklikleri.

Elektrik süpürgesine karşı hassastır mesela,anlatmıştım önceden de.O kim oluyor da bizim peşimizden geliyor tasmasıyla, Duck da gelir tabiki de..

Veya yemek yapılıyorsa dünyanın en önemli işini yapıyorumdur ben. Hemen ocağın alt kısmında kurulur büyük bir ciddiyetle. Ben de tabi mecburen uzaktan karıştırırım yemekleri. Sırf bu yüzden yanıyordu bir kere pudingten ama neyse ki hem azıcık damladı hem de tam viykleyecekken canını acıtan şeyin çikolatalı puding olduğunu fark edip ağlamaktan vazgeçti yaladı kendini.

İkea mobilyaları yapılıyorsa daha da bir şenlikli olur tabi, biz yerde debelenirken o bizden öpücükler alarak etrafımızda döner, oley oley annemler yerde bana yakın, oley oley eve yeni şeyler alınmış heyecanıyla.. E tabi çift heyecanın etkileri de öyle oluyor.

Ütü yapacaksam ütüleyeceğim şeylerin üstüne yatmayı tercih eder mesela, evde yer yok ki çocuk napsın tabi..:)

Ütü demişken,bugün en son Yaman'ın "bu ütüler yılbaşından önce bitecek" uyarısındaki 5saatlik ütü maceramdan sonra pek ütü yapmadığımı fark etmem üzerine bir 5saat daha ütü yapmamak için ütü yapayım dedim.

Duck da tabi büyük bir saygıyla karşıladı sağolsun. Yatakta bir o yana yatıyor bir bu yana yatıyor,ne zaman bitecek de yürüyüşe çıkacağız diye homurdanıyor ama çok ses de etmiyor. Çok komik ve eğlenceliydi. Ben de uzattıkça uzattım tabi.. En sonunda ütü için su almaiçin olduğum yerden uzaklaşayım dedim ki kaçırmadı bu fırsatı ve apar topar tasmaların oraya sürükledi beni. Fişi çekip koşuya çıktık.

Çimenleri de ilaçlamışlar.Zor oldu taşlardan gitmek kıymetli patileri için ama napalım, dayansın paşazade.

Bunlar da iş anı fotoları.

Yaman uydu için ayarlar yapıyor..

Ve Duck bunu kaçırmaz! :) Bu işe engel amaçlı taciz olayı tabi bir 15dk sürüyor en az..


Ben mutfak için ikea kumaşlarıyla perde yaparken iki saniye odadan çıkıyorum ve o tabiki de üstlerine kurulmuş bile..:) Eminim oturmadan önce de kafasını sırtını falan sürtmüştür.



Ve bugun gerçekleşen ütü maceramız.

Önce yorganı kazıp kazıp benim dağıttığım yatağı iyice dağıtıp yattı. Sonra da askıları kaçırıp parçaladı, pek eğlendik :)

8

Pazar Oturması Devam..

Havanın serinlemesiyle Duckla biraz kendimize gelip bayık pazar günümüzü canlandıralım dedik ve günün 3. yürüyüşünü site içinde çok nadir gittiğimiz sokaklarda gerçekleştirdik.

Siteden çıkmak için 1 kmlik yokuş çıkmamız gerekiyor, çıkınca da pek gezilecek bir yere çıkmış olmuyoruz diye çıkmayalım dedim ama çıksaydık daha mı değişik olurdu bilemedim de.. Neyse başka bir gün çıkarız artık.

Duck sıkılmıştı zaten aynı yürüyüş parkurlarında yürümekten, çok sevindi.. Bir iki değişik arkadaşla da koklaştık.

Bu gençle bebekken oynamışlardı birkaç kez. Villalardan biri bahçeye eski bir koltuk koymuş onun için, tasma da takmışlar, istediği zaman dışarda istediği zaman bahçede takılsın diye de kapıyı hep aralık bırakıyorlardı ama o korkusundan hiç çıkmıyordu. Bugünkü yürüyüşümüzde de sadece kapının önüne kadar çıktı Duckla koklaşmaya ama iki ödlek pek oynayamadılar. O Ducktan korkuyor, Duck ondan.. Kocaman olmuş maşallah,zayıf baya ama tazı gibi, pek güzel bir köpek bence..





En son da hep yürüdüğümüz yoldaki çişleri koklayalım dedik yasak parkura girdik yine. Çocuklar sardı bu defa da Duckın etrafını. Kızlar sevdikçe hoşlarına gidiyor ve çığlık atıyorlar. Duck da çığlıklarından ürküyor zavallım. Yanıma sığınıyor hemen.




Ne kadar gezerse gezsin eve gelince bir de yukardan kokluyor hep yürüdüğü yerleri. Komik çocuk.



En son da birlikte mozaik pasta yaptık. Duck her zamanki gibi ayaklarımın yanına yattı belki bir şeyler düşer de yerim hevesiyle, ben de arada yanlışlıkla (?) 1-2 tane minik bisküvi parçası düşürdüm..




Şimdi yorgun yorgun yatıyor.
Ne demişler en güzel labrador uyuyan labrador..

3

Pazar Oturması

Keyfim yok bugün pek,
aslında sabah mutlu başlamıştık ama ne zaman birkaç gün ilerisini düşünsem umutsuzluğa kapılıyorum. Ben huzursuz olunca Duck'ın sakinliği ve mutluluğundan bahsedilemiyor genelde..

Duck da insan olsaydı keşke.
Elimi tutup gelirdi benimle heryere. Kimse sorun çıkarmazdı, heryere de gidebilirdik. Bu kadar yalnız hissetmezdim belki.

Yine herkesden daha iyi hissettiriyor kuzum bu haliyle bile.

Hava güzel olunca aklı dışarda oluyor onun da hep, bakalım belki sahile ineriz onunla, başarabilirsek :)
Şimdilik en son oyuncağı olan ikea topuyla takılıyor sürekli.Arada bir niye hala çıkmadık diye küsüp bana arkasını dönüyor :))







bu da çok çektiğim için küsüp arkasını dönmesi.sanki poposu daha güzel de, popomu çek diyo bana aklı sıra! :)

4

23 Nisan Şenlikleri

Madem 23 Nisan çocuk bayramı, tüm çocuklar eğleniyor, Duck neden eğlenmesin ki?
Dedim ve ona 23 Nisan hediyesi olarak gidip Luckyi ve Orhun Abisini getirdim dün.

Eskiden çocuklar gibi bir sürü köpeğim olsun, heryerde koştursunlar gibi heveslerim vardı fakat dünkü eğlenceden sonra artık iki köpek mi, hayır hayır Duck yeterli diyorum. Hala yorgunluğu atamadım üzerimden.

Duck da Lucky de yorgunluktan ölseler bile oyundan vazgeçemeyen, zorla birbirinden ayrılan köpekler zaten bir de bu sefer çiftleşmecilik oyununa merak salmışlar, tam rezillikti... Bu çiftleşmecilik merakı evdeki ismini vermek istemeyen birinin döneminde olmasından mı kaynaklıydı onu pek çözemedim. :)

Öyle komikler ki, sırayla birbirlerinin üstüne çıkıyorlar. Kafası-poposu hiç fark etmiyor taraf. Kim kimin üstünde ayırt edememeye başlıyorsunuz bir süre sonra. Tek yaptığım sürekli üsttekini aşağı indirmek oldu.
Su içiyorlar gidip birbirlerini yalıyorlar falan her taraf sırılsıklam. Lucky gidip küvete yatıyor bazen pes edip. Duck da onun üstüne yatıyor öyle debeleniyorlar. Böyle anlatınca yorulmuyor tabi insan, çok eğlenceliydiler..

Dışarı çıkarsak herkesin içinde yapıyorlar, "aa ikisi de erkek değil mi bunların cıkcıkcık" gibi yorumlar duymak yerine evde debelensinler dedik pek çıkaramadık. Bu defa da hala çişini nereye yapacağını öğrenememiş 6 aylık Lucky ile çiş temizlemecilik oynadım. Elimde çamaşır sulu kova ve bez, yanımda da vileda. Halıya yaparsa bezle, halı olmayan yerlere yaparsa viledayla dolandım durdum.
O işiyo ben bi yandan kızıyorum bi yandan temizliyorum. Zavallı akıl küpü Duck'ım da o işedikçe kendi tedirgin olup basmamaya çalışıyor oralara. Gidip balkondaki bezinin başında dikilip orda birşeyler anlatıyor bana. Sanırım buraya yapıcaktı dimi anne gibi şeyler.. Ben de aferin çirkinim, evet buraya yapıcaktı diyorum kendi kendine seviniyor bıdık bıdık. :)

Suyu ortadan kaldırsam ne olur acaba dedim ama inanılmaz sıcak 2sn sonra ikisi birden viyk viyk ağlaşıyorlar. Lucky bir ara suyun yanına yatıp kafasını da kabın içine sokup oyuna arka patileriyle devam etti, bir tek o ara rahat ettim sanırım :))

Akşam fotoğrafların düzgün çıkanları ve çiftleşmesiz geçenlerin hepsini (yorgunluktan daha fazla eleme yapamadım) buraya eklemiştim ama açamayanlar olursa birkaçını bloga da ekleyeyim.















Bugün sakin geçiyor neyse ki.
Duck babasını özlediğini fark etmiş olmalı ki yine Yamanın pijamalarına kafasını koymuş uyuyor. Yürüyüşler dışında evde bir hareket yok, en büyük aksiyonumuz kendi yatağnda debelenmek.


3

Nisan Günlerine Devam..

Duckla dışarı çıkarken ne zaman fotoğraf makinamı alsam herhangi yeni pozluk bir durum ortaya çıkmıyor ama ne zaman almasam inanılmaz eğlenceli şeyler oluyor.
Dün tam da bu dediğime uyan bir şekilde börtü böcek çekmekten, duckı çimenlerde çekmekten sıkılmış (denizde çekme vakti artık) olarak makinayı yanıma almadan akşam yürüyüşüne çıktık. Sıradan bir şekilde yasak olan yürüyüş parkurundan yürürken Duck'ı camdan oyuna çağıran ufak arkadaşlarıyla karşılaştık.

7yaşında 4 küçük arkadaş. Geçen seneden beri tanıyorlar Duck'ı ama uzun zamandır oynayamamışlardı. İlk gördüklerindeki tepkileri "Aaa bu Duck mı? Ne kadar zavallı olmuuş, çok küçülmüüş (kilo verdi ya zavallım), yazıık hasta mı oldu ki ablaa?" Eheh göbek kısmı içine göçtü demiştim dimi?

Onlar Ducktaki değişiklikleri incelerken bizim oğlan da sanki onu ilk defa görüyorlarmış gibi küçük çocuk görünce korkutmamak için yaptığı başını aşağı eğip hareketlerini de yavaşlatma tavırlarını takındı.. Sonra çocuklar da o da alışınca başladılar azıtmaya.. Ben hiçbirini çekemedim tabi. İşin kötüsü cep telefonumu bile almamışım yanıma. Öyle eğlenceliydiler ki, çok üzüldüm fotoğraflayamadığım için..

Şımardıkça şımarıyorlar. Duck onlardan onlar da ducktan yüz bulup hiç sözümü dinlemediler. Koşturuyorlar uzaklara. Gelin diyorum kıkır kıkır kaçışıyorlar. Duck üstlerine atlasın diye daak daak diye bağırıp göğüslerini gösteriyorlar elleriyle. o yanlarına koşunca da ikisi kendini çimenlere atıyor diğer ikisi de atlasın diye gözlerini kapatıyor :)) atlamadı tabi, çok küçükler zaten nereye atlayacak ama inanılmaz eğlendiler. En sonunda da arkasına baka baka döndük eve.

Evde birkaç gündür değişiklikler oluyor. Yaman mühendis olarak salonu teknoloji üssüne çevirmeye çalışırken ben de perde-halı gibi daha kızsal şeylerle ilgilenerek takılıyoruz kendi halimizde.

Duck tabiki de her olaya dahil olmalı. Nasıl ki sarılan görünce bana da sarılın diye yanımıza gelip arkadan ittiriyorsa, iş yaparken de vidayla ilgilenirken benimle de ilgilenin diye burnuyla ittirip etrafımızda dönerek öpücükler almaktan vazgeçmiyor. Zaten elektrik süpürgesi benimle birlikte yürüyor diye elektrik süpürgesinin yanından yürüyen hatta onun önüne geçip elektrik süpürgesinden daha fazla ilgi isteyen bir köpekten başka bir şey beklemiyoruz.

E tabi yaman uydunun ayarlarını yaparken de öpücükler almaktan yorulduğundan poposunu onun poposuna dayayıp yatmayı tercih etti.



*

Yemek yemiyor demiştim, hatta birkaç gün üst üste bile demiş olabilirim.
Evet çocukların da fark ettiği üzere küçüldü çocuk. Ama öyle de inatçı ve uyanık ki. Mamasının üstünde illa bir et-tavuk birşeyler istiyor ve bunu da her defasında farklı olsun, her defasında iyice karışsın vb. şeyler olsun istiyor. Ben de yine bu amaçla sebze+pirinç+tavuk/et haşlayıp yoğurtla karıştırdığım ördek yemeğini evde tavuk ve et kalmadığı için et bulyonla yapayım dedim. Demez olaydım. Mamayı yemediği gibi kokladığı anda kaçtı saolsun. Biz de evde Yamanla eğleniyorduk yemek pişerken. "Bir de bulyon olduğunu anlayıp yemiyormuş, hahaha" Duck kadar aklımız yok, şakasını yapıyoruz bir de yani.. :)



*

Bugün Yaman Ankaraya gideceği için sabah 5gibi çıktı evden. Normalde o saatlerde çıktığı zaman 2hafta eve gelmediği için akşam döneceği halde Duck gelmeyeceğini sanıyor ve bu nedenle de inanılmaz keyifsiz. İşin kötüsü akşam gelicek ve yarın yine erkenden şantiyeye dönecek,1-2 hafta da gelmez artık. Bu yüzden de iki gün bunalımla geçecek..

Bugün tabi keyifsiz, huysuz..
Hep bana kızıyor o gidince, sanki ben evden kaçırmışım gibi :D
Normalde araba burda olurdu ve o da arabanın başına gidip hadi gidelim hareketleri yapardı. Sanırım kendince arabay binersek babasına gidebileceğimizi düşünüyor zavallım. Bugün çıkınca arabayı aradı heryerde, o da yok, iyice bir panikledi..

Bunlar da bugünün bunalım fotoğrafları :)





not: ayarlarım pek iyi değil ama öğreniyorum işte hala :)

2

Nisan Günleri..

Komik oğlan Duck bu aralar aynı yerlerde yürüyüş yapmaktan sıkılmış, aklına estikçe önceden yürüdüğümüz değişik yollara kaçıyor.

Birşeyler anlatmak istiyor olmalı demiyorum tabi, çünkü anlatacağını anlatıyor ama tüyler dökülürken arabaya binme yasağımız olduğu için mecburen sitedeki yeşillik alanlarla yetiniyoruz..

*

Yaz nedeniyle diyete başladığından da bahsetmiştim sanırım. Aynen devam ediyor kendi diyetine.. Elimizle yedirdiğimiz bile oluyor tane tane, pek keyifli.. ( Benim köpeğim olsa döve döve bir hal olmuştum, pencereden fırlatmıştım diyenleri duyar gibi oldum sanki? ) Biz pencereden fırlatmak yerine pencereden bakarken ağzına mamalar sokuşturmayı tercih ediyoruz. Tombik göbeğinin orda bir boşluk oluştuğunu görmek formda olduğunu bilsek bile tuhaf hissettiriyor. :)

*



Evdeki komik halleri halen devam ediyor zaten şüphesiz..
Gelen gideni penceresinden takip edebildiği ve turuncu koltuğun koluna kafasını koyup uyumayı sevdiği için normalde küçük odada takılmayı tercih eder, salona ara ara uğrar..

Biz salondayken de ara sıra gelip ziyaret eder, kendini sevdirir, oyunlar oynar, yanımızda biraz yatıp tekrar küçük odaya döner.

Evde yalnız olduğumuz zamanlarda da küçük odadan salona her gelişinde önce kapıda durup bir bana bakar, ben de kollarımı açıp sırıtarak "hoşgeldin hoşgeldin hoşgeldiin" şeklinde bi şarkımız var onu söylerim, ben bu şarkımsı şeyi söyleyerek eğlenirken o da bana koşar kıvırta kıvırta. (Evet birazcık deliyiz)

Dün akşam da yine bu şekilde biz salonda film izlerken Duck küçük odadan geldi, salonun kapısından bakıp bekliyormuş hoşgeldin merasimini ama biz fark etmedik.
Kapıda bir isyan ederek söylendi ki görmeniz gerek..

Resmen ben geldim ve hala görmediniz, nerde benim hoşgeldin merasimim der gibi..
Tek başıma olmadığım için öyle sululuklar yaparak hoşgeldin şarkısı söylemedim ama yine kollarımı açıp bir hoşgeldiiin dedim sırıta sırıta, öyle girdi içeri yine kıvırta kıvırta yanımıza koşarak.

Komik çocuk,
alışkanlığa çevirdiği olaylar var,
biri aksasa hemen tepkisini koyuyor.

Biz de eğleniyoruz sayesinde.. :)

Bunlar da bugünkü sıkıntılarım, çeşitli duck uzuvları :)
50mm ,içerdekilerde f 1.8

fitfit :)


kendi tüyü kendi patisine yapışmış, kıllım.


buruno


çarpık dişler :)


çirkin kartopum :)

4

Sıcak

Bu sıcakta anne sözü dinlemeyip de kaçarak yokuş çıkmaya çalışan ördeklerin sonu böyle olur:

9

Yaşasın Babaannem

Dün akşam tam da babamı beklemek için penceremden bakınıyordum ki bir baktım bizim arabadan babaannem de indi.

Sevinçten deliricem sandım, az kalsın atlıyordum camdan, neyse ki annem tuttu.
Bağrındım çabuk gelsinler eve diye, kapının önünde sabırsızlıktan taklalar attım, neyse ki ben bir tarafımı kırmadan yetiştiler.

Ne kadar da çok özlemişim. Bol bol sevdim, ısırıklar aldım poposundan, bacaklarından, kollarından ooh. Kızmıyor da, kızıyorum diyo kıkır kıkır gülüyo çok da iyi biri. Acaba birazcık şöyle koparsa mıydım kolundan bi parça, o yokken onunla oynardım. Neyse şimdi babam kızardı sonra al başına bela.

Bütün gece de onunla yattım kafa kafaya, çok mutluyum çok derken sabahın köründe gittiler yine.

Ben de yürüyüşümü yapıp yattım babaannemin yatağına. Tam da doyamamışım, onun kokusuyla uyuyayım bari.

Neden tanıdığım herkes aynı evde kalmıyor ki, çok saçma..

3

Günün Arkadaşı Kına

Bizim sitenin alt sokak sakinlerinden yürüyüşe çıkan köpekler mutlaka Duck'ın meşhur penceresinin önüne gelip arkadaşını çağıran çocuklar gibi iki viykliyor,
biz de kendimizi sokaklarda buluyoruz..

Günün beşinci yani artık son olmasını umut ettiğimiz akşam yürüyüşümüzü Kına'yla yaptık.

Kına çok tatlı bir kız, Duck'ı ve beni çok seviyor. Duck poposunu koklarken ben de ona kurabiyeler veriyorum. Sonra yürüyüş yapan annesinin peşinden koşturarak parkurda iki tur atıyorlar..

Ben tek tur ile yetiniyorum, o kadar hızlı yürüme modum icad edilmedi henüz..

Bunlar da tazecik fotoğraflarımız..
Ortada bir popo koklama ve mümkünse çiftleşebilme mevzusu olduğu için çok hareketlilerdi, pek çekemedim ama olsun..
:)








Bunlar da dünün ördekleri..