Aferin Bana

4

tuvalet alışkanlıkları

Dün haftasonu şenlikleri kapsamında lucky bizimleydi, aslında akşam kalıp bugün de şenliklere devam edilecekti ama lucky çiş sorunuyla ömrümü tükettiği için göndermek zorunda kaldık.
Arkasından da çişini nereye yapacağını öğrenmeden gelme dedik.

İlk geldiği zamanlar gazeteye yapacağını biliyordu, biz de duck için balkonda kullandığımız yatak koruyucu pedlerden evin içinde birkaç yere koyup onların üstüne de gazete koyuyorduk, arada başka yerlere kaçırma durumları olsa da onların üstüne yapıyordu genelde..Sorun olmuyordu.

Ama bu gelişinde resmen delirtti bizi. Salonun ortasına halıya yaptı, koridordaki halıya yürüye yürüye yaptı, mutfağın girişini göle çevirdi.. Etrafta bir yığın gazete var o gidip saçmasapan yerlere yapıyor. Artık nasıl delirdiysem bir ara buraya yapmicaksın diye kızarken burnunu çişinin içine soktuğumu fark ettim, yazık :)) ancak o zaman anladı sanırım.

Bir de luckynin çok fena bir huyu var, kızdığın zaman umrunda olmuyor. O yüzden hiçbirşeyi öğretemiyorlar..Eğitmen şart ona. Duckın mesela ödü kopardı ona kızıcaz diye, hala birazcık bağırsak hayır diye sanki dövüyormuşuz da şimdi dövmeyelim diye yalvarıyormuş gibi kafasını eğer ezik ezik, içim gider hemen. Lucky pişkin pişkin devam ediyor yaptığı şeye, kızmak falan o da ne.. Bazen diyorum kulakları mı duymuyor acaba ama yok, ismini söyleyince geliyor :))

Neyse işte sonunda gönderdik luckyi, bu arada ona kızarken duck ona da kızıcaz zannedip bir köşeye siniyor falan çok alemlerdi.

Akşam ev temizleme telaşından duckın dışarıya çıkmadığını unuttum, gerçi akşama kadar4defa çıkmıştık ama akşam tuvaletini yaptırmamış oldum. O da yorgunluktan uyuduğu için aklımıza gelmedi.

Bu sabah da 6da yine tacizlerle uyandırılmaya çalışıldım sürekli. Yalamalar, patiyle dürtmeler,kalkayım diye terliklerimi getirmeler, dikkatimi çekmek için öksürüyormuş numarası yapıp gözlerimi açtırmayı başarmalar falan.. Unuttum tabi akşam çıkmadığımızı şımarıklık yapıyor sanıyorum.

Birazcık daha uyuyayım birazcık daha uyuyayım derken balkondan içeriye doğru bağıran duckın sesine kalktım. Balkonunun kapısında köpek kapısı var, orda bişey oldu da sıkıştı kaldı zannettim, öyle bir bağırıyor ki gel kurtar beni der gibi. Bir gittim yanına, meğersem tutamamış daha fazla kakasını, tutamadığı zaman çişini kakasını yapması için koyduğumuz yatak koruyucu pedine yapmış, sonra da biraz fazla yaptığı için heralde yanlışlıkla bi patisinin kenarıyla üstüne basmış, ondan girmiyor içeriye! Patisi pisken içeri girerse ev de kirlenicek tabi. Akıllı oğlum benim. Yüzünün ifadesini görmeliydiniz, ne olucak şimdi der gibi.

Dünkü luckynin heryere işeyen halinden sonra duckın bu temizliği şok etkisi yarattı bende. Neyse bekledi orda sildik hemen patisini, girdi içeri, sonra balkonunu da temizledik, mutluluktan uçuyordu.

Hala şoktayım bu temizliği konusunda,
yerim ben onu :))





2

süper cuma!



Bu hafta benim tahlillerim nedeniyle haftasonu biraz erken başladı duck için.
Çok uzun bir zaman olmamasına rağmen hava kararmadan evde olmayı ve kimsenin dışarılarda olmadığı saatlerde dışarıda olmayı nasıl özlemişim.. işyerleri hapishane gibi bazen :) Daha güzel şeyler yapabileceğim günler için sabretmek lazım, ah dilimden anlasa duck da ona planlarımı anlatabilsem, içi rahat bi şekild beklerdi o zaman evde:))

Hiç beklemiyordu sanırım beni hava kararmadan,
kapıyı açtığımda öyle bir sevindi ki, havalara sıçraya sıçraya etrafımda dönmeye başladı,
O koca poposuyla çakıldı tabi hemen yere ama olsun çaktırmadı hemen kalkıp devam etti sevinmeye :)
başka zaman olsa düştüm diye oturur ağlar çocuklar gibi huysuzlana huysuzlana :)

Hastaneye annemle birlikte gitmiştik, dönüşte o da benimle bize geldi. duck annemi de görünce kalp krizinden gidicek sandım sevinçten. terlik, top, ayıcık ne bulduysa dizdi önümüze :))

Tüm o koşturma yorgunluğum geçiveriyor duckı görünce,
biraz evde oynadıktan sonra kocaman bi yürüyüş yaptık aydınlık aydınlık,
yıllardır hava aydınlıkken birlikte vakit geçirmemişiz, dışarı hiç çıkmamışız gibi..

İşi gücü bırakıp ördeğimle oynicam ben karar verdim,
mutluluk buymuş :))

8

uyku sorunu

İlk geldiği günden beri tüm gece uyuyarak "benim sizden ne farkım varmış ki" şeklinde yaşayan duck
artık çalışan anne sahibi;
aynı zamanda da tek başına hiçbirşey yapmaktan hoşlanmayan(yapamayan) bir köpek olarak tüm gününü uyuyarak geçirdiğinden bütün gece beni yalamayı tercih ediyor!!

Bu gece saat 4ten beri sürekli bir pati tacizine uğradım,
neyse ki saat 6da kalkıyoruz da bu tacizler 2 saat sürebildi :))

İstedikleri kadar para versinler, işe gitmeden önce 6da kalkıp şu köpeği gezdireceksin deseler hayatta kabul etmem ama konu duck olunca akan sular duruyor bende.

Sabahın 6sında kalkıp 7ye kadar koşturduktan sonra 8'e kadar da evde oyalanarak onunla daha çok vakit geçirmeyi sevdiğimi düşününce köpek sahibi olmanın akıllı işi olmadığını anladım artık. Ya da tüm köpek sahipleri akıllı ama bende hafif bir sorun var, mümkündür :))

Herneyse sabah erken bile olsa dışarıda eğlenebilen insanlarız biz duckla :)

Geçen gün 6.30da visky ile karşılaştık, abisini servise bindirirken bahçeden kaçtı duckı görünce,sonra duck onların bahçesine kaçtı falan baya bi eğlendiler karanlıkta :)
Dün sabah deli gibi yağmur yağıyordu, ıslanmamak için koşturduk, koşa koşa eğlendik kendi kendimize..
Bu sabah da çocuk parkındaki kedilerle oyalandık. Kaydırağın üstüne çıkmışlar, duck da tam kaydırağa çıkıcaktı bir baktı kediler. Şimdi oraya çıksa ya kedi ona bişey yaparsa, çıkmasa da olmaz canı çok kaymak istiyo, canı istemese bile bi kere kediler çıkmış oraya duckın da mutlaka çıkması lazım! Kedilerden bile korktuğu için sonuç olarak yukarıya çıkamadı ama etraflarında pek bir döndü, tüyleri kabarmış bir şekilde, ben de onu izleyerek eğlendim..

Akşamları benim pilim bittiği için pek eğlenemiyoruz ama tabi yine aynı yürüyüşe devam.

Ah bir gece uyku sorununa bir çözüm bulabilsem..

Neyse daha fazla yazamicam duck oyuna çağırıyo :))

1

günler

Haftasonları üç-beş gün olsun,
çocuklar hiç evde tek başına kalmak zorunda olmasın,
anneler hava kararmadan eve gelsin,
babalar evden başka yerde kalmasın,
lucky bize daha çok gelsin,
arada asi de gelsin,
ben evde tek başımayken hep yağmur yağsın,
annem evdeyken hep güneşli olsun,
bir de kemiklerim pişmiş olursa sevinirim
öptüm,
duck.



4

sevgililer günü eğlencesi

duck lucky ile oynadıktan sonra iki gün yerinden kalkmadığı için,
hazır hafta içi de ben çalışıyorken beni evde aramasın diye pazar günü luckyi bize çağırmaya karar verdik.

Hem madem bir eş bulamadık sevgililer gününü evde benimle kös kös oturarak geçirmesin çocukcağız.

ve lucky geldikten sonrası tabiki de karambol.

ben onları izlerken deli gibi yoruldum onlar hala kuduruyorlar :)

bir de bugün luckye köpek kapısından geçmeyi öğrettik :)
elimizde börek parçasıyla ordan geçmesi için cesaretlendirmek pek zor olmadı gerçi,
yemek için herşeyi yapar lucky :)

bu labriler çok köfte :))
aşili geçirememiştik ordan bir türlü mesela..


biraz fazla belki ama bunlar da dışarıda çektiklerim,
evde çok kuduruktular, ısırmaca, koşturmaca, oyuncak kaçırmaca, havlaşmaca...
öyle ki duck deli gibi yorulmuş artık yerde ama hala lucky yanına gelsin de ısırıklaşsınlar diye havlayarak çağırıyo çocuğu, deli kafalım.

oley anne luckyle dışarı çıktık.


yeşil gözlü canavarım


koklayalım da lucky de öğrensin nereye çiş yapılır.


oley oley


öpücük de aliim lucky,gel bakalım


koca dilliler (luckynin dilinin büyüklüğüne bakar mısınız!)










ısırıkçı lucky


ve aylar sonra duckın kıymetli tüylerini kirletmeye karar verip yorgunluktan çimenlere oturduğu an, aslında biraz da luckyden saklanıyor ama çaktırmayın. :)

0

kına ve duck

kına bizim komşu kızımız. :))
sahibinin yanından ayrılmaz, köpeklerden korkar ama ducktan korkmaz, her akşam sahibiyle yürüyüş parkurunda koşarken duckı camdan delirtir ve sonunda bizi de dışarı çıkartır.

bugün duck yine benim peşimde dolaşıp gidicek miyim, gittim mi diye kontrollerini yaparken benim duyamadığım sesleri duyup anında balkona koştu. kına dışardaymış, apar topar attık kendimizi dışarı.

o anki heyecanını görmeniz gerek duckın,
50yıldır hiç dışarıya çıkmamış hatta bir odaya kapatılıp tek başına bırakılmış da ancak şimdi izin verilmiş gibi..

neyse apar topar, hatta merdivenin son iki basamağından yuvarlanarak çıktık dışarı.

belki fotoğraf çekerim diye makinayı da yanıma aldım ama öyle hareketli ki ikisi de, bu makinayla pek yakalanmadı güzel pozlar.




0

yaşasın haftasonu



Kar süperdir ama yağmuru sevmiyoruz; her ne kadar sonrasındaki su birikintilerine atlamak çok eğlenceli olsa da...
Duck'ın yağmur yağarkenki halleri komiktir, sürekli camda ne zaman bitecek diye kontrol eden bir ördek; durduktan sonra da bütün tasmaları getirip acele acele kendini dışarı atan bir ilkokul çocuğuna dönüşüverir.

Birkaç gündür de anne evde olmayınca tabi hem anneyi hem de yağmuru kontrol etmek zor oluyor.
En sonunda çareyi buldu, beni camın kenarına çekiştiriyor birlikte camdan bakıyoruz durdu mu diye.. Yanındayken de dokunmamız lazım ki emin olsun bir yere kıpırdamadığımdan.

Komik oğlum, her zaman bir çözümü vardır..

Biz de camda bekledik bekledik ama durmadı bir türlü yağmur, bari azalmışken öğlen yürüyüşümüze çıkalım dedik. Yağmur da olsa, çamur da olsa dışarısı hep eğlence demek.. Evdeki oyunlar sayılmıyor bir türlü.



bu dalları gizli gizlieve taşıyabilir miyim acaba?



0

hain baba

işte bizi arabanın arkasına kapatan hain baba! :)

3

Flaş Flaş Flaş!

Duck ve annesi, deniz kıyısına gezmeye giderken böyle yakalandı.

0

2. gün

Duck dün küsme hallerine devam ediyordu..
Öyle üzüldüm ki, ne yüzüme bakıyor, ne eve ilk girdiğimde o sevincinden çıkardığı sesleri çıkarıyor, ne yanıma gelip kendini sevdiriyor, ne opucuk veriyor..
hiçbirini yapmıyordu.

Bugün de baba gidicek akşam böyle hep küs mü oturucaz dedik, barışırız belki diye arabayla gezdirelim dedik :)
Ben de arkada onun yerinde oturdum duckla, ancak öyle barıştık :))

O şekilde fotoğraflarımız var ama yayınlamamalıyım, tam rezillik :))

Biz barıştık, bugün gece 4te baba gitti..

Tam ağlama, söylenme triplerine girecekti ki en sevdiği şeyi yapıpı gece elektrikli ısıtıcıyı açtım, ev sanki soğukmuş gibi geçti onun karşısına bacaklarını açıp yattı uyudu..

Şimdilik iyi gidiyoruz,
bakalım akşam yine geç geldim diye küsücek mi :D

Bugün nöbete orhun geliyor öğlenden sonra :))

0

şanslı duck

şanslı duck,
babası burda olduğu için 3ekadar tek kaldı, sonra babayla oynamış biraz ve akşam 6ya kadar yine tek..

gayet sakinmiş, uyumuşlar, oynamışlar..

ama bana küsmüş :)
eminim bal'ın da kokusunu almıştır :D

ilk geldiğimde sevindi tabi,
sonra hep babasının yanında takıldı benim yüzüme pek bakmadı,
yine yanaşıyo tabi uzak kalamaz ama poposunu yanaştırıyo :)
birlikte yürüyüşe çıktık da öyle barıştı..

hadi bugünü atlattı,
bakalım diğer günler ne olucak :)

4

deneme 1-2

yarından itibaren duck da tüm gün evde bekleyen köpüşler kervanına katılacak :)
1haftadır da çeşitli kombinasyonlarla yalnız bırakmaya çalışıyorum deneme amaçlı.
sabah erkenden çıkmam,
günde 2defa gezinmeye alışması gibi :)

şimdiye kadar genelde 4-5saat kalırdı,
evde yalnız kalma rekoru da 8saattir.
11saati de başarır bence :)

günde 3yerine 2defa çıkma sorunu olmasa 11 saati fark etmez bile,
tek derdi dışarı çıkmak.

ilk başta öğlen gelip 1saat ilgilenmesi için birini tutmayı düşünüyorduk ama bunu daha zor şartlar için düşündüğümüzden şimdilik vazgeçtik,
bakalım..

eski evimizde olsak kapıcımız ali inanılmaz tatlı biriydi, eminim biz söylemeden kendi derdi bize ben ilgilenirim diye ama burdakine pek güvenemiyoruz malesef..

bir de hava kararma sorunu olmasa çok da dert etmeyebilir zaten, uyur hep ama karanlık korkusu evlere şenlik olduğundan akşam olduktan sonrası eminim onun için zor geçecektir tv ve ışıklar açık olsa bile :)

normalde de biz dışarı çıkmadan önce hep onu gezdiririz şimdi sen gezdin sıra bizde der gibi,
mümkün olduğu kadar yavaş hazırlanırım çünkü azıcık telaş etsem o da panikler, bazen kendi de benimle gelicek sanır heyecanlanır.. :)

makyaj yaparken mümkünse beni görmemesi lazım çünkü makyaj yapmam demek uzun süreli bir yerlere gidicem demek onun için :)
haklı çocuk, her ayrıntıma dikkat etmiş artık yapacak bir şey yok..:)

sonra tv ve ışıkları açarız,
telefon çalınca da panikleyebilir o yüzden fişini çıkarırız.
kapıyı çalıp yine panikletmesinler diye kapıya lütfen zile basmayınız notları yapıştırırız (ki bu sorunu zile açıp kapama düğmesi taktırarak hallettik)

çünkü kapının çalması eve birinin gelmiş olması demek,
eve biri geldiği halde duck onları içeri sokamıyorsa kıyameti koparabilir :))

labradorlar yalnız kalmayı en çok sorun haline getiren köpeklerdenmiş, bahsetmiş miydim :D

sonra sonraa,
sinirlenip kızarsa veya canı isterse evdeki eşyaları değil de kendininkileri parçalasın diye ortaya onun için önceden biriktirdiğim karton yığınlarını koyarım.
ki bunlar koliler, karton poşetler, içi temizlenmiş pizza kutuları vb şeyler olabilir :D mutfak dolaplarından birinde karton koleksiyonum var bu amaçlı :))
söylememe gerek var mı bilmiyorum ama karton parçalamayı çok sever :)

ödül bisküvilerinden varsa en çok takıldığı yerlere bir iki tane ona çaktırmadan koyarım, bulunca mutlu olsun diye :)

bir de salondaki sehpayı en kenara çekerim çünkü enerji birikmesi sorunuyla karşı karşıya kalıp evde çılgınlar gibi koşarken koltuğa atlayıp ordan döner hep, sehpaya da çarpıp camını kırma veya kendi bi yerini kırma olasılığı yüksek tabi :))

şimdi bunları uzun uzun yazınca çok fazla şeymiş gibi görünüyor ama benim rutinim olduklarından tıkır tıkır hallediliyor hepsi :)

ama bir başkası için eminim liste yapmak gerekir ki unutmasın herhangi birini :)

tüm bunları yaptığımız halde o genelde uyumayı seçer biz gelene kadar,
ama işte 4-5saat kalır genelde tek..


ilk 5saatlik bırakmamızda 6aylıktı,
salondaki koltuğumuza kakasını yapmıştı :)
yine o dönem bir defasında da okuduğum kitabın okumadığım sayfalarını parçalamıştı, okuduğum sayfalar inanılmaz düzgün bir şekilde duruyordu :))

evet duck zor bir çocuk,
biri çalmaya kalkıp alıp götürse eminim geri getirir :)

ama bence yine de ilk 6ayını bana yapışık olarak geçirmiş, tek başına kalmamış bir köpek için gayet başarılı :D

6

peluş



sizin hiç böyle kafasız ayıcığınız oldu mu?
duck'ın var!
hem de kendi tasarımı! :))

hayatımda hiç dikiş dikmeyi sevmem,
beceremem de ama böyle orası burası kaza anında kopan ayıcıkları dikmeyi çok sevdim duck sayesinde :D

atamıyorum çünkü oyuncakları kıymetlidir duck paşazadelerinin,
ilk oyuncağı duruyor mesela hala,
hem de eve gelen köpekler onunla oynarken ayrı bir özen gösterir onu parçalamamaları için :))

1

mama kabı

dün ducka çok lüzumsuz bir şekilde yeni bir mama kabı aldım,
porselen :)

eve gelen her yeni şey gibi bunu da büyük bir heyecanla karşıladı tabi duck.

ne olduğunu anlayınca da hemen kendi yemek yeme bölümüne geçip eski kabını burnunun ucuyla azıcık itti :)
evet dedim oraya koyucaz.

yıkadık ettik heycanla bekliyor tabi hala,
mamasını yedi, bitince şu çok içiyor diye yıkayıp içini su ile doldurdum ikinci kap suyu olsun diye.

tabi taze su içme telaşıyla mama kabının yanına gelince fark etti içindeki köpek figürünü.

aa köpek mi bu,
koklasam kokar mı acaba,
acaba oynayabileceğim bir şey mi?

tüm bu soruların telaşıyla önce dilini suyun içinde uzatıp değdirdi,
sonra burnunu sokup burnuyla dokundu,
sonra da tüm suyu içip bir ne var ne yok anlamaya çalıştı :)

pes etmeden o koca kaptaki tüm suyu içebilir,
önceden yapmışlığı var bilgisi ile kaptaki suyu boşalttım tabi :)

rahat rahat koklayıp yalayabildi..

ama o anki heycanı,
herşeyle oynama potansiyelinin komikliğini keşke videoya çekebilseydim,
ben kendi kendime çok güldüm :)

su kabının içindeki tüm suyu bitirebilir deimşken;
yanılmıyorsam 3,5aylıkken su kabının içine küçük bir parça yoğurt düşürmüştüm,
minik diliyle bir türlü tamamen yoğurdu alamadığı için önce tüm suyu içip sonra yoğurdu almaya karar verdi tabi.

hedefine ulaştığında içi su dolu kocaman göbeğiyle olduğu yerde yere yığılıp, göbeğini açıp sırt üstü yatmıştı öylece bir 5dk. :))


0

duck

köpekler sahiplerine çekermiş derler,
tip olarak bilmiyorum ama huy olarak çocuğumuz olsa bu kadar benzeyemezdi heralde bize :)

bertuğ (veterinerimiz) mühendis zekası almış sizden diyor yamana,
kurnaz, herşeyi kafasında hesaplayıp oturup (işi gücü olmadığından) neyi nasıl yaparsam ne olur diye düşünüyor sanırsam.
babası gibi iş yaptırmaya da bayılır :)

kemiği tutularak yedirilecek,
yere düşen kemiği yerden alınıp ona verilecek (yoksa mm hmm şeklinde ağlama numaraları),
gece ev soğuduysa ısıtıcısı açılacak,
salatalığı bir bütün halinde olacak ama başka tür gıdalar parçalanıp verilecek, bütün verilip de oğlum uğraştırılmayacak! :))

eski evde eve dönmemek için yolların hepsini birleştirip uzun yürüyüş güzergahları oluşturması,
yazın sıcak olunca buzdolabını açıp önüne yatması,
buzdolabını yasaklayınca benim t-shirtlerimi alıp suyuna batırıp, ıslanmış t-shirtü yere serip üstüne yatması,
yuvarlak tokmaklı dönerek açılan kapıyı kapının yanına sıçrayıp diğer patisiyle de tokmağı çevirerek açmasını akıl etmesi vb.

zeki ve tembel olduğunun göstergeleri bana göre :)

ve bu bitmek tükenmek bilmeyen dışarı çıkma hevesi,
tek başına hiçbir oyun oynayamama vakit geçirememe halleri,
sürekli sevilmek istemesi de benim kopyam olan kısmından :)

öyle ki, eskiden evde hiç oturamazdım annem bir tam gün evde oturursan kurban kesicem derdi :))
duck'ın günde üç defa yürüyüş yapması kimin icadı tabi şimdi öğrenmiş oldunuz :)
ben bile öğlen olunca bir çıkıp hava alsak diye düşünürken onun böyle ben pek dışarıya çıkmayayım ev güzel böyle demesi doğal olmazdı tabi :))

yerde yanımızda bile yatsa illa ona dokunup sevmemiz için hııımm mıııım şeklinde sevin beni söylenmeleri,
içerdeki odada tek kaldıysa ve uykusu olduğu için kalkamadıysa gelin beni sevin mırıldanmaları,
iki kişi sarılırken beni de sevin halleri (gerçi eminim çoğu köpekte vardır ama duckı görseniz onun halinin ayrı bir komedi olduğunu görürsünüz)
ve herkes gezerken evde oturmayı kabullenemeyişleri... :)

bakalım bu değişim dönemini nasıl atlatacağız.
uslu çocuk mu olacak yoksa bütün gün evde oturup neler yapsam da annem evde otursa diye kurnazlıklar yapıp beni canımdan mı bezdirecek göreceğiz :)

ilk alışma dönemindeki topukları giden ayakkabılarım,kemerlerim, hatırlayamadığım bir çok şey ve koltuğumuz adına söyleyebilirim ki ilk hafta tüm tepkisini sergileyecektir :))

6

araba

Dün baba gitti yine,
her zamanki gibi duck bütün gün mutsuz ve viykleyerek dolaştı.

Böyle çok konuştuğu günler kulaklarının alt kısmı, yanaklarının oraları şişiyor duckın. Ben bunu ilk fark ettiğimde ne olduğunu anlamamıştım, veterinere sorduğumda çok konuştuğu zamanlar orası şişebilir demişti ve çok gülmüştüm.
Köpekler ve çok konuşmaları, şaka gibi.. :))

Neyse işte böyle viyk viyk homur homur dolanıp dururken bilgisayarın yanındaki çekmecelerden birini çılgınlar gibi koklayıp durmaya, açmam için delirmeye başladı.

Her zaman bizim dediğimiz mi olucak, duckın dediklerini yapıp sonuçlarını takip etmek çok daha eğlenceli oluyor bazen.

Açtık çekmeceyi, her zamanki gibi bakıcak ve kapatıcam derken babanın bıraktığı arabanını anahtarını burnuyla itip itip bana al bunu dercesine söylenmeye başladı. Elinin kokusu kalmış sanırım çünkü diğer anahtar kokusunu alabileceği başka bir yerde ama hiç sallamıyor onu, babanın kullandığı anahtar önemli!
Neyse aldım anahtarı, bu sefer elimden çekip beni takip et işareti yaptı kafasıyla. Duckın emirleri komiktir, şunu yapalım bunu yapalım hareketleri :))

Ben tabi bir yandan gülüyorum bir yandan da takipteyim, tasmalara gittik. E tamam dedik öğlen çıkma saati de gelmişti, elimizde anahtar çıktık dışarı.

Ve o da ne, duck gitmiş arabanın arkasında kendi yerinde oturmuş binmek için bekliyo, burnuyla da elimdeki anahtarı itiyo :)))

Aç arabayı da babaya gidelim! :))


Bir de dün madem duck bu kadar gezenti bir köpek dedik, araba hallerinden bahsetmezsek de olmaz tabiki :)

Küçüklükten beri arka koltukta gitmeyi sevmez hiç, herkes nerdeyse o da orda olucak illa..
Önceleri sığdığı için hep ayağımın orda giderdi, orda uyurdu takılırdı kendi kendine..


Sığmamaya başlayınca (ki ona sorsanız hala sığıyor kesinlikle!) arka koltuk maceraları başladı tabi..Arabayı değiştirip bir de duck büyümüyormuş gibi biraz daha küçük bir araba alınca bu defa arkada oturması hiçbirşey ifade etmez oldu, üçümüzün kafası aynı hizada gidiyorduk, benim kolum da ortada..
Ancak uzun yolda uyuduğu için sakin sakin oturabiliyordu..



köpekler için satılan araba örtülerinin kumaşın da sevmediği için ne yapıp edip onu kaldırıp koltuğa oturduğu için de hep böyle örtüler sererek idare ediyorduk :))


Ve evet,
madem bu arabaya pek sığmıyor duck yeni arabamız büyük olsun, hatta onun yeri olsun rahat rahat gitsin dedik, alabileceğimiz arkası en büyük arabayı aldık ama sonuç korkunç!

Yanımıza gelebilmek için sürekli ağlayıp onun için yaptırdığımız demirleri ağlaya ağlaya kemiren bir duck,
ağlamasın diye orta sırada giden bir ben ve şöförümüz baba, tren modunda bağrışlar eşliğinde gitmeye başladık :))

En sonunda baba bizi hiçbiryere götürmek istememeye başladı,
bu arabada ağlamadan gitmeye, azıcık bizden uzak olmaya nasıl alışacak duck hiç bir fikrimiz yok.

İşin kötüsü ben yokken gayet duruyor arkada, ben arabaya bindiğim anda kız gibi viyk viyk başlıyor demirleri kemirerek.

Zaten fotoğrafta belli oluyor, yamuldular hepsi :))


6

duck the traveller

Duck 1 Mayıs 2008 doğumlu ve bu yaşında benden çok yer gezdi nerdeyse..
2si direkt taşınma..:)

izmir-marmaris-datça
datça-köyceğiz-datça
datça-istanbul (x2)

yaz tatili için de istanbul-akçay

bu arada datça-istanbul arası 12saat sürüyor yaklaşık :)
kuzum uyurdu sakin sakin..

istanbul içerisinde de ataşehirden buraya taşınma dönemi..

tüm bu şartlar altında heryerde kalabilecek aşırı uyumlu bir köpek bekler tabi insan doğal olarak ama duck evdeki bir kişi bile eksik olsa huzursuz uyuyan,
başka bir eve misafirliğe gittiğinde belli bir saatten sonra ne zaman eve dönüyoruz triplerine girip beni sıkıntılara sokan tuhaf bir çocuk..
illa evinde uyuyacak :))

bugün bilgisayardaki fotoğrafları ve videoları düzenlemeye çalışıyorum, heryer duck dolu tabiki de :))
videolar öyle komik ki, hepsi hayıır hayıır yapma duck ile bitiyor..sonralarını hep tahmin edebiliyorum, ya kaybetmemek için peşinden koşuyoruz ya da hangi yaramazlığı yapıyorsa durdurmak için.
nisan 2009da datçaya ikinci gidişimizden bir video ekleyeyim dedim. bazen düşünmeden duramıyorum, duck orda yaşayan bir köpek olsa çok mu daha mutlu olurdu diye, kim orda yaşamaya devam etse çok daha mutlu olmazdı ki gerçi.. :) ama 1sene aradan sonra tekrar gidince duckın ordaki hiçbirşeyi unutmamış olduğunu fark etmek ayrı bir zevk, gerçi nasıl unutsun çocuk ilk 7ayı orda geçti :)


duck o zamanlar filinta giib delkanlıymış, zayıf :)) gerçi şimdi de fena değil 30 kilocuk :)) eminim o da özlemiştir ordaki eğlenceli hayatını, keşke bu sene de fırsatımız olsa da 2-3gün için bile olsa gidebilsek..:)


son gidişimizde nisandı, yağmur yağıp 15dk sonra hava yine açmıştı, denize girenler vardı..





asıl datçada bulunma nedenimiz olan rüzgar tirbunlerinden birine babasıyla çıkışı :)
benimle çıkmamıştı eşek kafa:))



eski halinden çok bulamadım fotoğraf,
çirkin bebekti zaten kuzum :))
kanlı ishal sonrası ve öncesi zayıflıkları falan..




bu arada ilk video ve fotolar duckı ilk defa dışarı çıkardığımız günle aynı yer,
hangi akla hizmet çocuğu çakıl taşlarına bastırdık bilmiyorum ama hiç yürümemişti korkup,
bu da o günden bir fotoğraf :))


köyceğize gittiğimiz zamanki hali :)


bunlar datça gecelerinin aranılan ismi olduğu zamanlar :))
her akşam limanda takılırdık, duck da istisnasız her akşam kucağımda uyurdu böyle,
keşke yine öyle minik olsa :))
şimdi tek derdi daha ne kadar çok çiş yapıp da kızları kendime çağırabilirim :))





sedef adası gezimiz :)
hayatında ilk ve tek bağlı kaldığı an sanırım :)
toplasan 1saat etmez,15dk falandır, o kalabalıkta onu denize sokamadığımızdan..




ve istanbul, eski evimiz..
iyi ki direkt buraya değil de eski evimize dönmüşüz :))
hem ufacıktı, otel odası gibi bir evden direkt buraya gelsek tedirgin olabilirdi..
hem de bahçe falan vardı ufacık da olsa, biraz daha rahattı..
benim için çok zordu tabi, heryeri çamur içinde eve girişleri, ikide birde bahçeye çıkmak için kapının önünde yalvarışları :))

en azından yazın keyifliydi,
o çimenlerde takılırdı ben de kendi halimde..
şimdi sürekli ne zaman çıkıyoruz, ne zaman koşucaz tacizleriyle yaşıyoruz :))






ve değişmeyen tek şey kız arkadaşı! :))