Aferin Bana

2

buyuyorum ki ben

kucukken annem bana acisin da kizmasin yi davransin diye bana kizdigi zaman hemen bir patim aciyomus gibi yapar topallayarak yurumeye baslardım, annemin görebileceği tarafta hangi bacağım varsa da onu öyle yapardim ki görsün diye hihihi.

yaa öyle oyun yaparken çok eğlenceliydi de şimdi gerçekten öyle oldum, basamıyorum sol ön patime, çok acıyoo.
dün orhun abimle anneannem geldi, kokularını da almıştım zaten zile bastıklarında, bi atladım koltuktan, sehpaya takıldım, gidemedim kapıya,
sonra da annemle kocaman yürüyüş yaptık falan ondan heralde.
neyse ki annem çok iyi bi insan da gece beni yatağa kendi kucaklayıp aldı,
ineceğim zaman da yardım etti sağolsun.

bi de uyurken ona yaslandım sırt üstü yattım, patilerimi de havaya kaldırdım oooh.
sabah da hemen veterinere gidelim dedik,
ama gece ağrım olduğu için geç uyuduğumuzdan 11de uyandık hihihihi
annem kaldırmasa ben yine uyurdum da,
zorla uyandırdı beni.

böyle de köpek görmemişmiş,
köpek dediğin sabah 6da kalkarmış da falan bir sürü bikbikledi sabah bana.
aman sabah 6da da kalksam niye bu kadar erken kalktın hadi gel oğlum uyuyalım diyo dayanamıyorum yine uyuyorum napiim.
neyse işte yavaş yavaş gittik veterinere,
aman tanrıım bir de ne göreyim, iki tane kocaman arkadaş vardı orda.
bacağımı falan unuttum tabi attım kendimi ordan oraya,zıpladım hopladım koştum oooh.
bi tane 6aylık mastif abi vardı kocamaann, aynı da şöyleydi suratı :

arabaya bile binemeyecek kadar koca kafalı ve benim bütün vicudum kadar kocaman kafası olunca sandım ki ben onu 25-30 yaşında ama diilmiş kii hihihi.

Bi tane de rotweiler çıktı içerden kocamaan,
o da benimle aynı aylıkmış, o da kocamandı ama olsun idare ettik şişko şişkolarla. kendimi sıska hissettim de eve gelince hemen koştum yemek yedim.
arkadaşlarla oynamayı öyle çok seviyorum ki hiiç eve dönmek istemiyorum ama veterinerimin işi varmış gitti biz de eve dönmek zorunda kaldık,
neyse ki muayene edemedi beni de sonra gidicez.
annem artık eskisi kadar fotograflarımı çekmiyo o yüzden pek fotograf ve video ekleyemiyorum ama gunlerim eskisi gibi çok eglenceli gecio yine de..
yorganin altina girip yastikla uyumaya alistim simdi, hazir babam da yokken oyle bi keyfini cikariorum ki, sirt ustu yaticaksam anneme yaslaniorum ki devrilmeyeyim diye ama annem bazen bir obur tarafa donuyo hoop ben kendimi annemin yastiginda buluyorum hihihi, patimi de sirtina atiorum ki boyle sarilmis gibi oluo hem de yanimdan kalkarsa anlamis oluorum hemen.
oyle alistigim icin yerde yatarsam da hemen minik mavi yastigimi aliorum, basimin altina onu koyuyorum artik.
yastiksiz yatmam abi!
gecenlerde annem hasta olmustu, gece bir turlu uyuyamadik,
ikide bir de tuvalete gidio, midesinden tuhaf sesler gelio falan, ben de meraklaniorum tuvalete onunla gidiorum, sonra hadii ordan yine yatak odasina falan derken uyuyamadik iste gece baya.. sabaha karsi bi uyumusuz, bir baktim ben annemin yastiginda boylu boyunca yatiorum annem de benim karnima yatmis yastik diye..
annem uyandirdi da fark ettim, o da sasirmis cok gulduk bu ise.
hemen babami arayalim dedik ama isi vardir diye aramadik galiba hatirlayamiorum.
bazen annem babamla konusurken sesini duyuyorum, once cok heycanlaniorum, telefonu alip yemek gelio icimden.. kapatinca da cok uzuluorum hemen gidip dolabi actiriorum anneme kiyafetlerini kokluyorum gecio..
bir de televizyon izlemeye iyi alıştım artık,
eskiden sponge bob un muziini duyunca hemen iceri kosuyordum artik buyuk koltuga annemin yanina oturuorum orda izliyoruz.
gecen gun terminator un cok heycanli bir bolumu vardi mesela onu izledik.
aa en heycanlisi da gecen gun iki abla benim tenis topumla oynuyordu ellerinde boyle sopa gibi degisik birseyle..
ilk basta benim topumu almislar diye oyle heycanlandim ki hemen kalkip tvye yaklastim, yakalamaya calistim topu falan sonra baktim ki bir suru var onlarda.. bi de kontrol ettim icim rahat etmedi, evdeymis benim topum. hemen aldim kostum ekranin karsisina, annemin oturdugu yer de cok rahat orayi daha cok seviorum diye de onu da kaldirdim oturdum bir guzel oraya..
izledim bir suru.. cok heycanliydi ama sonra bir baktim uyuyakalmisim..
bir de havalar guzel olunca bahcede vakit gecirmeye bayiliyorum.
yatiyorum hemen kapinin ordaki yumusak bezime, cocuklari izliorum, kargalara bakiniyorum, arbasini park edenlerden beni seven cikarsa onlarla oynuyorum,bizim bahcedeki cicekleri kemiriyorum falan cok guzel geciyor vakit.
biz bu eve ilk geldigimizde bizim evin icine giren beyaz bir kedi vardi,
ben o zaman onunla ayni boyda oldugum icin onu da kopek arkadas sanmistim (gerci gecenin bir vakti cok korkmustum) ama diilmis. o da iyi alisti simdi geliyo bizim bahcedeki sandalyeye oturuo, uzaktan havliorum havliorum gitmio.
annem yaklasma yuzunu tirmalarlar demisti o yuzden yanina da yaklasamiorum, o da oylece oturuo orda.. o kadar havliorum sana kalkip da gitsene kardesim aa, yok illa yatacak orda.
neyse ki kahraman annem gelio, hemen vileda sopasini alio eline kediye dogru tutup tuhaf bi ses cikario da gidio hemen.
oh, annem de olmasa napardim bilemiorum.
sonra hemen tuvalete gidiorum, annem ellerini yikarken ben de taze su iciorum da keyfim yerine gelio, cikiorum yine bahceye, topraktaki boceklerle oynuyorum.
en sevmedigim sey de yagmur,
yagdigi zaman cok sinirli oluyorum,
iki dakikada bir bahceye cikip bitti mi diye kontrol etmem gerekiyor cunku eger biterse hemen anneme haber vermem gerek ki cikalim disariya yuruyelim.
yagdigi zaman yurumeyi sevmiorum, gozume gozume gelio.
ama bittiginde cok eglenceli oluo cunku her yerde su birikintileir oluyo onlara atliorum hemen camur yapiorum heryerimi,
eve gelince de yikanioruz bi guzel ooh.
bahcedeyken tabiki de basket sahasini da kontrol ediorum,
eger arkadaslarimdan orda oynamaya giden olursa anneme yalvariorum ne yapip ediorum gezme saatimiz olmasa bile cikioruz bi oynayip geliyoruz.
aslinda oraya benim tasmasiz gitmeme izin veriyordu annem de artik tasmasiz gidemiorum hicbir yere cunku gecen gun yaramazlik yaptim annemin sozunu dinleyip eve girmedim, azcik daha oynamak istedim, hem de bi amca buldum onun pesine takildim cok eglenceli oldu.
işte annem cagirdigi halde gitmedim diye cok kavga ettik,
hem beni yakalayip tasmami takti,
hem eve zorla goturdu,
hem de evde cook kizdi bana.
sonra barismak icin geldiginde de ben küstüm,
döndüm popomu yattim ki bi daha kizmasin bana, o da üzülsün hıh.
neyse artik daha uzun gezioruz disarda ki annem beni biktiriyo, artik ben yorulup eve girmek istiorum.
eve gelince de halim kalmiyo hemen uyuyorum koltukta annemin yaninda sicaksicak, ooh.
hadi ben kactim,
su icicem de azcik huysuzluk yapip anneme degistirtiyim su kabimdaki suyu..
disarda olunca camurlu sulari bile icmek gelio icimden ama evde olunca azicik bi toz olsa ustunde hemen yenisini istiorum, annem getirmezse de dokuyorum butun suyu ooh oynuyorum sap sap sap hihihi.
bakalim simdi tazelicek mi suyumu,
hadi hav hav.

0

Oyun-Eğitim Tasması-Özgürlük

Her şeyi örnek alıp bizim üzerimizde uygulayan ve canını sıkan durumlara kendi çapında çözümler bulup da benim gibi aptal olmadigini iddia eden insanlari bile sasirtan kopek duck :)

Bu aralar kafayı atıp tutmakla bozmuş durumda.. Biz onunla oyun oynarken oyuncaklarını uzakta bir yere atıyoruz o da koşa koşa gidip alıp getiriyor, getiriyor ama kesinlikle vermiyor.. Çekiştirme de tabiki de oyunun bir parçası.. Herşey iyi güzel tabi böyleyken, karşılıklı oyun oynama hali falan.. Ama tabi bunu böyle kabullenip de her seferinde bizimle at tut getir çekiştir kalıplarına sığamaz benim oğlum. İlla geliştirip kendine uyarlayacak..

Kemirme amaçlı verdiğim çubukları ağzına alıp kafasını sallayarak uzakta bir yere fırlatıyor bir iki defa, sonrasında da benim getirmem için atıp bana bakarak havlıyo çubuğun başında.. getirmezsem gidip koltugun ya da yatagın altına atıyor ki illa ilgileneyim, onu ordan çıkarıp oyununa dahil olayım.

Annesi gibi benim oğlum, kendi kendine oynayamaz, tek başına bir şey yaparsa çok sıkılır. :)

Bir de tabi eğitim tasması çözümü:
Çok çekiştiriyor, beni sürüklüyor hatta düşürüp canımı acıtıyor diye uzuun direnmeler sonucu aldık bir eğitim tasması.. Çekince boğazına batıp canını acıtıyor.. Yemiyor içmiyor düşünüyor heralde, ne yapsam da canımı acıtmasa.. Bugün gezerken bir baktım silkelenip duruyor, kafasını sallıyor falan.. Anlamadım tabi, hatta eğitim tasması takılı olduğu halde azcık zorluyor, çekiyor falan.. allah allaah derken bir baktım ki sallamasının amacı tasmanın takıldığı normal zincirli olan kısımı aşağıya getirip çekerken boynunu acıtmaması için yapıyormuş, batan kısımlar ensesine gelirse sorun yok tabi, istedigi kadar çekebilir :))
İki saniyede ağzım açık hayretler içinde küçük dana bir köpeğe bakarken yakalıyorum kendimi.. Hani köpekti bunlar da anlamazdı, düşünemezdi, hadi ordan :))

Benim oğlum yanlışlıkla köpek olmuş.

*

Yamanın gelişinden ve "hadi bakalım"ından cesaret alıp site içerisinde arabadan eve kadar tasmasız gitti geçen gün ilk defa.. Gerçi tasmasının ucu koptu diye büyük bir korkuyla bana doğru geri koşan köpekten çok da kaçması beklenmez ama bendeki de korku işte.. Neyse, tabiki de eve kadar gayet de tasma mesafesinde gitti yakınımızdan, hepbirlikte elimizi kolumuzu sallaya sallaya eve girdik.. Ama o ben özgürüm mutluluğu, kendine güvenen surat ifadesi ve sevinc hali görmeye değer tabi..

Ooh ne güzel dedik, keyifli keyifli..
Bu keyfi yaman yokken de yaşayacak mıyız bakalım diye ben tek başımayken de yaptım, basket sahasında koşup oynadık sonra eve geldik oh ne güzel..
Duck gibi akilli bi kopege bu ikincisi yeter aslinda dimi, yetinmez çünkü, kendine göre bi icat çıkarır başımıza illa, her durumda, şaşmadan..
Benim kaşınmalarım sonucu bugün eve dönüşte siteye girdikten sonra evin yanından basket sahasına dönen yolda çıkardım yine tasmasını, duck da yapacağını yaptı tabi.

Önden hızlıca koştu, ben de bekliyordur diye çok telaşlanmadım bir iki defa duck duck dedim, basket sahasına sapan yola bir saptım ki duck yok ortada, hiçbir yerden de koşma sesi gelmiyor.. Tam panikledim, ciyak ciyak daaaaaaaak daaaaak diye bağrınıcaktım ki arkamdan bir atladı üstüme..
Eşek sıpası arabanın yanına saklanmış sessiz sessiz beni beklio, ben ne diyim şimdi bu çocuğa..
Neyse kizdim azcik, koştuk basket sahasına, ordan da eve..

Tabi bahsetmeme gerek yok, sırılsıklam, çamur içinde, tüm su birikintilerine girmiş olmanın iç huzuruyla :))

0

yağmur problemi, su sevgisi vs.

yagmuru sevmeyen kopek duck.

yagmurda disaridaysak uygun adim marş komutu almıştan beter bir şekilde aceleyle eve koşturan,
evdeysek ve yürüyüşümüzü yapmadıysak onyüzbin defa bahçeye çıkıp yağmur bitti mi kontrolü yapan,
yağmur iki saniyede bitmeyeceğinden iki saniyede bir kontrol sonrası homurdanarak içeri giren,
kontrolleri neticesinde yağmurun durduğunu fark ettiyse çok acele bir şekilde kapıya koşup beni bekleyen, bende hala bir hareket yoksa ayakkabılarımı, kıyafetlerimi getirip acele ettiren köpek.

hadi bunları anladım, dışarı çıkmadıysak henüz durunca çıkmamız gerekebilir,
ama gezisini yapıp evine geldikten sonra bile bahçeye çıktığında yağmur yağıyorsa homurdana homurdana içeri girmenin anlamı nedir duck efendi?
evdesin zaten, ne zararı var sana o yağmurun?
diyemiyoruz tabi,
bir bildiği var çocuğun..
kış geldi ya ondan yağıyor, geçer birazdan, yarın öbürgün diyoruz, kafa bir sağa bir sola dönüyor, anlamadım bakışları atıldıktan sonra dooğru sıcacık küçük oda yatağına, popo da radyatore yaklastı mı tamamdır..

diğer yandan da yağmur birikintilerinden oluşan çamurlu suyun hayranı duck.
yuruyus yaparken mutlaka hepsine bir şlap şlop girer, hertarafını çamur yapar.. duş almaya bayılır, azar işitme uğruna her yerini çamur yapar, sonra hemen banyoya koşar ki yıkasınlar sıcakımsı suyla, ooh.

eğitime gitse uyanıklıkta beni geçecek diye korkuyorum valla,
iyi böyle,
seviyoruz oğlumuzu :))