Aferin Bana

2

Happy Birthday Daddy :)

Yaman'ın doğum günü bugün.
Duck doğum günlerinden habersiz bir ördek de olsa bugün eğer yanında olsaydık eminim bu şekilde uyandırırdı sabah babasını.



Kocaman seviyoruz,
İyi ki doğmuş :))
Posted by Picasa

2

3 Gece 4 Gün ve Sonrası..

Duckla çıkılan tatil yorgunluk demek olduğu için 2,5 senelik hayatı boyunca benden sadece 6 gün ayrı kalmış DuckyDuck'ı Orhun abisine bırakıp Yamanla birlikte Antalyaya gittik.

Öncesinde Orhun'a 2 sayfalık not ve yakınlarda oturan tüm tanıdıklarımızın telefon numaralarını da verdim. Duck'ın keyfini kaçıracak herhangi bir şey olmasın diye yastık-yorgan takımlarını sevdiği yerlere koyup oyuncaklarından sevdiklerini üst kısımlara koyup, sevdiği bisküvilerden falan da alıp bıraktım ama en acıklısı gece evden çıkışımızdı.




Uçağımız sabah erken olduğu için 5te evden çıktık. Bavullarla ve o saatte evden çıkmak demek gidip de bir süre gelmemek demek, en iyi bildiği ve en korktuğu şeylerden Duck'ın..

Arabanın arka kısmı onun yeri olduğu için de o evdeyken onun kapısı açılırsa beni almadınız diye paniklediğinden kapısını açmamak için bavullarımızı bile ortaya koyduk.

O benden 6 gün ayrı kaldıysa ben de ondan 6 gün ayrı kaldım demek olduğundan ve birbirimize yapışık ikiz gibi bağımlı olduğumuzdan zor oldu tabi öyle camdan acıklı bakışları eşliğinde tatile doğru yola çıkmak, ama ben de başardım. :))

Baya da güzel vakit geçirdik ama işte insanın aklı hep kalıyor burda. İki lafımızdan biri şimdi Duck burda olsa şöyle yapardı, böyle yapardıydı. Keşke uçağa da alsalar yanımızda otururdu, insanları yalardı hoşgeldiniz hoşgeldiniz diye dedik :)) Havuz tam ona göreydi merdivenli, bir türlü çıkaramazdık dedik, havuz kenarındaki minderler tam Duck'ın istediği gibi tertemiz ve havlu kaplıydı eminim bunların üstünde keyifle yuvarlanırdı dedim.

Yunuslarla bile yüzdük ve onlarla yüzerken bile acaba Duck burda olsa napardı, nasıl tepki gösterirdi diye bile merak ettik. Bence kesin endişelenirdi anne çık o havuzdan diye. Dalgalı denize bizi sokmayışı gibi, tehlike varsa Duck yoktur orda :))

Biz böyle şeyler yaparken Dakidakım da Orhun abisiyle hiiç alışkın olmadığı bir şekilde 4 gün geçirmiş.

Duck akşamları erkek yatıp sabah da erken kalkar. Orhun da tam tersi geceyarısını bile geçince uyur ve akşama doğru uyanır. Mecbur ayak uydurmuş ama bir gün telefonla görüntülü arayalım dedik, o üzgün ve mutsuz suratını görünce aklımız daha da burda kaldı.

Herneyse zaman geçiyor bir şekilde ve Duck ile ilgili ay ne sevinecek diye hayaller kurarak eve bir geldik ki o ne hal!

Ev çöp eve dönmüş. Orhun yiyip içip oyun oynayıp uyumuş sanırım. Hep dışardan yemek istemiş, çöplerini evin ortasına atmış Duck da onları parçalamış. Duck'ın suyu bitmiş girer girmez bana su kabını gösterdi şikayet eder gibi. Hemen doldurdum.
Dışarı pek çıkarmamış, sabah da çok geç çıkardığı için kakasını tutamayıp balkona yapmış hep, balkonda 1 koca torba pislik vardı. Neyse ki onları temizlemiş ki eminim onları da Duck temizletmiştir, Balkon pisse uyarır çünkü hep temizleyin çıkamıyorum diye. Ve daha neler neler yani, ev kokuyordu resmen. O gece ve ertesi günü temizlik yaparak geçirdiğimden Duck ile ilgili pek bir şey anlayamadım. Onun da 3 günde düzeni değiştiğinden ilk gün ne yapacağını şaşırdı ama ertesi gün herşey temizlenip de düzene girince ondan mutlusu yoktu tabi.

Beni inanılmaz özlemiş. Hala geceleri üstümde yatıyor. Yanımda yatması yetmez çünkü gece kalkıp gittik, kalkarsak haberi olmalı mutlaka :) Patisi, kafası, kuyruğu, sırtındaki etlerin yarısı falan illa bir yerleri üstümde yatıyor. :) Ben de kıyamıyorum ve hoşuma gidiyor böyle sıcak sıcak, sarılıp uyuyoruz.

Babası da bugüne kadar bizimleydi, o da sabah işe giderken bozulsa da akşam eve geldiğinde inanılmaz mutlu ve rahat bir köpek oldu. Çıtır'ı bile camdan gördüğü halde çıkmak için tutturmadı. Babası evde ya, çıkmayalım belki biz yokken gideer. :)

Bu sabah yine 6 gibi çıktı Yaman. Bu defa üzülmekten çok biraz küstü sanırım ona. Çünkü normalde böyle erkenden bavulunu alıp gittiğinde hep onun yastığına yatıp, yastığının altına burnunu sokup ağlayarak uyur. Bu defa Yaman hazırlanırken bile farkında olduğu halde kalkmadı yataktan ve gittikten sonra da beni itip benim tarafıma yattı babasının yastığına poposunu dönüp ve ağlama-homurdanma arası bir ses çıkarıp uyudu.

Sabah yine de arabamızı koklamayı ihmal etmedi tabi, ne olur ne olmaz belki yakın zamanlarda geçmiştir yine burdan, kokusu kaldıysa akşam gelicektir belki :)

Tatil sonrası yine üçümüzün olduğu çok keyifli günler geçirdik. Kalabalık seven köpek Duck, bakalım baba yokken yine neler bekliyor bizi.

2

Sevgililerim..

Yaman geldi.

Baba'nın yanından ayrılmamak uğruna dışarı bile çıkmak için tutturmuyor Duck.
Çok özlemişiz, kocaman da seviyoruz.

Üçümüz yan yana olunca bayılıyorum Biz'e :)



3

En İyi Köpek Yorgun Ördektir

Günde 4defadan az dışarı çıkarsa enerjisini atamayan bir köpeğin en keyifli hali yorgun hali tabiki de.

Her öğlen anaokulu çağında çocuğu olan anneler gibi çocuk parkındaki banklara oturup 1 saat bekliyorum enerjisini atsın diye.


Dışarda hoppidi hoppidi yürüyüp, dıgıdık dıgıdık koşup, etrafa gülücükler atıp, bir ki- birki arka bacakları ittirerek patileriyle koku bırakıp, orayı burayı koklayıp, çocukların sarılma amaçlı işkencelerine maruz kalıp da eve dönünce çıngırağı ağzında yaşasın dışarda koştuk biz içerikli sevinç turu bittikten sonra çok tatlı oluyor.



Bu da benim bilgisayarın başından kalkıp yatağa gitmemi beklerken küçük yatakta uyuyakalması :)

2

Yağmasın Yağmur! :)

Damla damla değil de çok yağan yağmur Duck'ın en büyük kabusu.
Dışarıya çıkılmıyor, koşturulamıyor, olucak iş değil! O kıymetli tüyleri sırılsıklam oluyor, evde kurulanma faslı falan derken amaaan yani :)

Eğer o tasmasız dolaşırken birden hızla yağmur yağmaya başlarsa da deliler gibi koşturuyor, ben de ona yetişemediğimden evin kapısında buluşuyoruz.
İlk başıma geldiğinde panik olmuştum tabi. Duck yok, kaçtı napıcam ben şimdi diye paniklemişken bir baktım ki evin kapısında beni bekliyor :)
Henüz öyle çok yağmurlu günler başlamadı tabi ama pazar günkü hava kış alıştırmaları yaparken biz de evde bunalıma girdik :)



Penceresi açıktı ama minderi yağmurdan ıslanıyor diye serilmemişti mesela, keyifle dışarıyı izleyemedi.
Ya yağmur biterse ve biz fark etmezsek de dışarı çıkamazsak diye de yağmur yağdığı süre boyunca pencere başında bekledi.

Bu arada tüm oyuncaklarını da camdan aşağı atmış, elimize poşet alıp aşağı inip onları topladık.Çamur olmuş tabi hepsi, makinaya atıp yıkadık ama makinadan çıkana kadar sanki yıllardır onlarla oynamamışçasına bir sabırsızlık, ikide bir gidip hala bitmedi mi kontrolleri..:)

Bir ara öyle bir panikle dışarı çıktık ki üstümü değiştirmeyi unutmuşum aceleden, yürürken bir anda ne rahat bu üstümdekiler ne giydim ki ben diye 2snlik bir düşünce sonrası bir baktım ki pijamalarımla sokağa fırlamışım :))Normalde kimseye rastlamam ama öyle çıktım ya bir sürü kişi gördük eve girene kadar, rezillik :D

Bu ara Çıtırla çok karşılaşıyoruz ve akşamları hepbirlikte yürüyoruz. Duck da ben de çok mutlu bir şekilde eve dönüyoruz Çıtırlarla yürüyünce.


Ev içinde de ağızda çıngırakla koşturma telaşının devam etmesi dışında yeni bir eğlence bulduk. İkeadan Duck'ın mamasını karıştırmak için aldığım çocuk kaşıkları ile yemek sonrası oynamaca.

Plastik kaşıkla da nasıl oynanırmış ki dediğinizi duyar gibiyim sanki. Şöyle ki, kaşığı ağzınıza alıp kafanızı sağa sola sallayarak ilerde bir yere fırlatıyorsunuz. Sonra koşup (sanki kaşık çok uzağa gitmiş gibi) hemen kaşığı alıp tekrar ağzında savuruyor.

Oynarken bana bulaşmıyor diye düşünüyorum ama evde sürekli hareket eden bir şey olunca kendi hareket etmese bile yoruluyor insan. Ama yürüyüş ve oyun sonrası uykulu ve yorgun bakışlı o kuzu halleri yok mu..

2

Başlasın Sonbahar..

Duck denize girmeyi ne kadar çok seviyorsa ben de ona sarılarak uyumayı o kadar çok seviyorum.

Bizim evde İstanbulda yaz demek sıcak demek,pati patiye bile uyuyamayacak kadar sıcak demek, taşlara yatmak demek.

Ama Eylül geldi artık, Duck'ın İstanbulda yaşamaya başladığı ilk ay Eylül..
2sene ne çabuk geçmiş.

Eylül geldi ve benim en büyük keyfim Duck ile sarılarak uyuma günlerimiz başladı.

Havalar serinledi ya hemen yatak kuşu oldu bizimki. Kıymetli poposu minder, koltuk ve yataktan başka bir yere konmaz artık. Yatakta ben yoksam herhangi bir kıyafetimi alıp onlarla uyuma keyfine de devam.



Geceleri yanıma gelip o koca poposunu karnıma yaslamaya başladı, uyurken ona arkamı döndüysem arkamdan sarılıp belime patilerini koymalar başladı, sabah da kafamın üzerinde bir kafayla sıcacık uyanma keyfi..

Havanın sıcak olmasını değil de soğuk havada sıcak kalabilmeyi seviyoruz Duck da ben de..

Tabi evde uyku durumları böyleyken dışarda da kabus demek aslında sonbahar. Hava serinlediği için sıcaktan yavaşlayan tüm hareketlerin yeniden 2 kat hızlanması demek. Benim kırmızı flexi bir tasmanın ucundan koşar adım yürümem ya da tasmasız bir ördeğin çılgınlar gibi koşturması demek.

Yağmurlar da başlarsa bütün gün pencere başında ne zaman bitecek bu yağmur homurtuları da başlar diye bekliyorum şimdilik.

Her mevsim güzel.
Ama Duckla mevsimler başka bir güzel..