Dün baba gitti yine,
her zamanki gibi duck bütün gün mutsuz ve viykleyerek dolaştı.
Böyle çok konuştuğu günler kulaklarının alt kısmı, yanaklarının oraları şişiyor duckın. Ben bunu ilk fark ettiğimde ne olduğunu anlamamıştım, veterinere sorduğumda çok konuştuğu zamanlar orası şişebilir demişti ve çok gülmüştüm.
Köpekler ve çok konuşmaları, şaka gibi.. :))
Neyse işte böyle viyk viyk homur homur dolanıp dururken bilgisayarın yanındaki çekmecelerden birini çılgınlar gibi koklayıp durmaya, açmam için delirmeye başladı.
Her zaman bizim dediğimiz mi olucak, duckın dediklerini yapıp sonuçlarını takip etmek çok daha eğlenceli oluyor bazen.
Açtık çekmeceyi, her zamanki gibi bakıcak ve kapatıcam derken babanın bıraktığı arabanını anahtarını burnuyla itip itip bana al bunu dercesine söylenmeye başladı. Elinin kokusu kalmış sanırım çünkü diğer anahtar kokusunu alabileceği başka bir yerde ama hiç sallamıyor onu, babanın kullandığı anahtar önemli!
Neyse aldım anahtarı, bu sefer elimden çekip beni takip et işareti yaptı kafasıyla. Duckın emirleri komiktir, şunu yapalım bunu yapalım hareketleri :))
Ben tabi bir yandan gülüyorum bir yandan da takipteyim, tasmalara gittik. E tamam dedik öğlen çıkma saati de gelmişti, elimizde anahtar çıktık dışarı.
Ve o da ne, duck gitmiş arabanın arkasında kendi yerinde oturmuş binmek için bekliyo, burnuyla da elimdeki anahtarı itiyo :)))
Aç arabayı da babaya gidelim! :))
Bir de dün madem duck bu kadar gezenti bir köpek dedik, araba hallerinden bahsetmezsek de olmaz tabiki :)
Küçüklükten beri arka koltukta gitmeyi sevmez hiç, herkes nerdeyse o da orda olucak illa..
Önceleri sığdığı için hep ayağımın orda giderdi, orda uyurdu takılırdı kendi kendine..
Sığmamaya başlayınca (ki ona sorsanız hala sığıyor kesinlikle!) arka koltuk maceraları başladı tabi..Arabayı değiştirip bir de duck büyümüyormuş gibi biraz daha küçük bir araba alınca bu defa arkada oturması hiçbirşey ifade etmez oldu, üçümüzün kafası aynı hizada gidiyorduk, benim kolum da ortada..
Ancak uzun yolda uyuduğu için sakin sakin oturabiliyordu..
köpekler için satılan araba örtülerinin kumaşın da sevmediği için ne yapıp edip onu kaldırıp koltuğa oturduğu için de hep böyle örtüler sererek idare ediyorduk :))
Ve evet,
madem bu arabaya pek sığmıyor duck yeni arabamız büyük olsun, hatta onun yeri olsun rahat rahat gitsin dedik, alabileceğimiz arkası en büyük arabayı aldık ama sonuç korkunç!
Yanımıza gelebilmek için sürekli ağlayıp onun için yaptırdığımız demirleri ağlaya ağlaya kemiren bir duck,
ağlamasın diye orta sırada giden bir ben ve şöförümüz baba, tren modunda bağrışlar eşliğinde gitmeye başladık :))
En sonunda baba bizi hiçbiryere götürmek istememeye başladı,
bu arabada ağlamadan gitmeye, azıcık bizden uzak olmaya nasıl alışacak duck hiç bir fikrimiz yok.
İşin kötüsü ben yokken gayet duruyor arkada, ben arabaya bindiğim anda kız gibi viyk viyk başlıyor demirleri kemirerek.
Zaten fotoğrafta belli oluyor, yamuldular hepsi :))
6 yorum:
-
ama yakında o da tüm gün evde tek başına bekleyen köpüşler kervanına katılacak :(
-
üzülme özge
şöyle düşün
sen onun için elinden gelenin en iyisini yapıyorsun
ve iyi şartlarda bakıyorsun ona
balımda öyle ben de çok üzülüyorum yanlız diye ama kaldığı şartları çok iyi
duck çok akkıllı bi köpüş bu duurmu anlar o da...
sabahları seni camdan bakarak yolcu eder..
-
evet zaten öyle düşünüyorum ben de :)
bakalım nereleri yenmiş bulucaz evde, akşam gelince :))
-
duck hjerhangi bir kapının kapatılmasına alışkın değil malesef ve o kapı açılana kadar ağlar hep :)) datçada kaldığımız ev hatta oda minicikti kapı yoktu :))) alışkın değil o yüzden.
ama zaten normalde bişey parçalamaz hiç, uyuyarak bekler, 7-8saat. bakalım tam gün kalınca nolucak :D alıştırırız tabi yine, şimdi yürüyüşleri ikiye indirmeye çalışıyorum ama çok zorlanıyorum :D
ducky
hayat sana güzel beee