Aferin Bana

Barinak devam ediyor..

Kara kizim, çirkin kizim barinakta hala.

Alındığı günün ertesi gün sabah erkenden gittim Üsküdar belediyesine, ihbar üzerine aldıkları için hemen veremiyorlarmı, zaten sadece ve sadece eve alırsam verebiliyorlar.

Tamam, eve alacağım dedim. Bir süre burada tutmamız gerek, yoksa göstermelik aldık sanıyorlar, tepki topluyoruz dedi. İtiraz edip tartışma yaratacak gücüm yoktu zaten ağlamaktan, her ne kadar onu oradan bir an önce kurtarmak istesem de.

Peki dedim.

Onu oradan alabilene kadar da her gün gideceğim ziyaretine.

Bugün sabah gittim, yine korkaktı. İki gündür mama yememiş, bugün yedi mi diye soramadım. Yanına onun gibi bir arkadaş koymuşlar, korkak. İki korkak birbirlerine yanaşamadan bakışıyorlardı.

İlk gün beni gördüğünde kalkıp yanıma gelmemişti, ikinci gün gittiğimde kalkıp sevindi, yanına girdim kaldığı yere beni sevdi ama aklı hep kapıdaydı.

Bugün 3.ü günü,yanındaki köpek de korkak olduğundan yine izin verdiler girdim içeri. Bu sefer beni çok sevdi. Tam zamanında gitmişim zaten. 4 kasım diye hayvanseverler ziyarete gelecekmiş, onlar için ekstra bir temizlik vardı barınakta. Kızamıyorum böyle şeylere artık, en azından kızım da iyice temizlenmiş olarak kalacak diye düşünüyorum, bu vesileyle iyice temizlenecek hayvanlar diye düşünüyorum ama inanın iyice temizlenmiş halleri bile içler acısı :(

Tazzikli sularla hortumlar sokup yıkıyorlardı etrafı, köpekler de içerde tabi, sudan korkanlar zaten deli korkmuştur, bizim kız da gürültüden çok korkmuş. Çöp toplama makinalarının sesleri, diğer köpeklerin havlaması, korkanların ağlaması, yeni doğan bebeklerin viyklemesi..

Kargaşa çoktu bugün. Sarıldık kucaklaştık, yanındakini sevdim, gürültülerden korkusu gitsin diye sarıldım.

Çimenlerde yuvarlanıp, güneşlenerek uyumayı seven kızım karanlık, ıslak, soğuk ve taş bir yerde kalıyor diye üzülsem de en azından sokaktaki gibi tekmelenip hor görülmüyor, hayatı güvende diye düşünüp rahatlamaya çalışıyorum ama kendi ellerimle onu oraya vermiş olmamın kalbimi parçalaması geçmedi tabi, geçeceğini de sanmıyorum. O günü hayatım boyunca unutabileceğimi sanmıyorum.

Duckla yürürken ağlıyorum, duck onun yatıp yuvarlandığı yerleri kokluyor, birşeyler arıyormuş gibi.. Bu sabah oyuncaklarını gömdüğü yeri bulduk. Yolda araba gelirken koşup onu alma, koruma hissim geri geliyor ama o yok..

Sabah uyanır uyanmaz yataktan kalkacak bir mutluluk sebebim yok. Çıkıp hemen kızıma bakıyordum, acıkmıştır, korkmuştur, tüm gece onu kimse sevmedi telaşım..

Yürüyüş çantamızda sevdiği oyuncaklar duruyordu.

Bugün ona çıkarınca yıkadıktan sonra takmak için tasma, isimlik, gezdirme tasması, yatak aldım. İnşallah bir an önce çıkarabilirim. Her gidişimde özür diliyorum, alıcam seni ne olur kızma bana bekle diyorum. Umarım beni anlıyordur.

Meğersem ben ne kadar çok sevmişim onu, aklım fikrim onda, çıkmıyor.

Oradaki köpeklerin halini gördükçe de Duck'ın şımarıklıklarına nasıl kızıyorum.

Ah hepsi öyle güzeller ki görmeniz lazım. Gözünün içine bakıyorlar insanın, azıcık dokunabilmek için birbirlerinin üzerine çıkıyorlar. Açık alanda yeterli kulube var mı bilmiyorum ama yağmurlar başlarsa ne yapacak onlar orda onu da bilemiyorum.

Kızım gelsin. Sonra onlar için gitmem lazım.


Bu fotoğraftaki bugün onun yanında kalan oğlan.



Bu da Kızım'ın bizimle olan son fotoğrafı. Duck yine şikayetçi oyuncağımı aldı diye, o da çıngırakla oynama keyfinde.



4 yorum:

  1. Nilgün Torunoğlu dedi ki...:

    Yapma be Özge,hıçkıra hıçkıra ağladım okurken.
    Allah yardımcı olacaktır sana benim güzel gönüllü Özge'm .İnşallah istediğin gibi bahçeli bir evde Duck ve Kara Kız koşup oynayacak.
    Ben çok istedim,gönülden diledim neredeyse hiç umudum yokken oldu. Şimdi hiç değilse mahallenin kedilerine bakabiliyorum özgürce. Köpeklere de bakıyorum diyemeyeceğim çünkü mahallede hiç köpek kalmadı :(

  1. Özge dedi ki...:

    Ah inşallah. Ben onu barınaktaki adamlara vermek zorunda kaldığımdan beri ağlıyorum sürekli. İlk gün uyuyamadım hiç, onu barınağa verdikten sonra belediyedeki adamla konuşana kadar yemek yiyemedim. Hala kötüyüm, alsam da evimizde kalamayacak Yaman'ın çalıştığı şirketin şantiyesinde kalacak ama en azından çimenlerde yuvarlanıp oyuncaklarıyla oynayabilecek karnı doyacak ve onu sevenler olacak onu bildiğim için mutlu olmaya çalışıyorum. Ne ara bu kadar bağlanmışım hiç bilmiyorum ama tek istediğim bütün bir geceyi ona sarılarak geçirmek, affet beni ne olur demek.
    Ah Nilgün ablacığım, içim nasıl paramparça anlatamam :((

  1. Robin Goodfellow dedi ki...:

    diğer oğlanı görünce fena oldum. Allahım bize koca arazlil bahçeli koca bir ev verse de güvende tutabilsek bari bir kısmını. artık insanların iyi davranması için umut beslemiyorum bile. şu kocaman dünyaya fazla gelmiş olmaları, barınaklarda ölsün diye gözlerinin içlerine bakılması beni kahrediyor.
    of ya :(

  1. Özge dedi ki...:

    o oğlan öyle bakıyor ya, kızım ondan korktuğu için o bakınca arkaya kaçıyor, sonra oğlan tutunamayıp yere inince hemen kızım gelip öyle bakıyor, bu defa da oğlan çekinip arkaya kaçıyor, yan yana bile duramıyorlar birbirlerinden korkmaktan.

    içeri girince biraz yanaştırdım ama, inşallah alışıp oynarlar. 3gündür gidiyorum, 3gündür de köşede öylece duvara bakarak oturmuş buluyorum onu :(((