Aferin Bana

Sıcaaakk

Sıcak sıcak çok sıcaak.

Ördek ailesi olarak sürekli heh heh halindeyiz, dil dışarda, vücut taşlarda geçiyor günler.

Sıcak olunca zaten yemek yemeyi sevmeyen bünye iyice mıymıylanıyor diye milupa organik serisine ve evde pişirdiğim kabak-havuç-pirinç-et/tavuk mamasına devam. Tabi bunlar hep kuru mamanın üstüne. Arada peynir, light ton balıgı, yogurt ve benzeri seyler de ekliyorum mecburen cunku sabah yedigi karisimi aksam yemeyen bir kopekten bahsediyoruz burda :)) Elimle tek tek yedirdiğim anları yazmak bile istemiyorum :D

Dün akşam alt yolda yeni taşınan AÇK ve sahipleri ile karşılaştık. Sahibi Duck'a ödül bisküvisi verdi, bizimki lütfedip aldı kibarca ama sonra gitti ilerde tükürdü, rezillik! :)) Ödül bisküvisini tüküren köpeği de ilk defa görüyoruz deyip gülüştüler. Sonra tabi onların köpeği kaptı büyük bir aşkla. Bizimki de tiksinerek bakıyor hala.

Sonra sonraa baba eve gelmeyeli uzun zaman oldu diye Duck'ın mızmızlar da arttı. Akşamları beklerken kafa aşağı sarkmış bir şekilde camda uyuyakalmalar, dolabın baba kısmını açtırıp kıyafetlerini koklayarak uyuklamalar falan devam ediyor. Arabanın baba koltuğu bölümünü de koklamayı ihmal etmiyor tabi her giriş çıkışımızda, maksat gelen-giden var mı bir bakmak tabi. :)



Bana yapışıklık da tam gaz devam ediyor. Bir organım gibi görmeye başladım artık. Tuvalette iki saniye fazla kalsam başlıyor hemen viykler, kapı tırmalamalar. Yürüyüşleri ne kadar uzatsak kardır mantığımız da devam.
Yürüyüş bitince de tenis kortunun karşısındaki bankta oturup serinlemeye çalışıyoruz, öyle giriyoruz eve.

O banklar doluysa tabi bütün bahçeli evlere imrenerek söylene söylene evimize dönüyoruz.

Geçen gün sabah yürüyüşümüz sırasında evden çıakr çıkmaz bir kokuya takılıp hızlı hızlı kokuyu takip etmeye başladı. Bir süre sonra öyle bir çekti ki koku aşkından, iki saniyede elimden kaçtı tasma, bizimki takır tukur koşturuyo ve evet beklenen an, yol 3e ayrılıyor ve bizimki ne taraftan koştu bilemiyorum. Yolların başından bağrınıyorum Daaak daaak diye ama ne tasmanın takırtı sesini duyuyorum ne başka bir ses. Tamam dedim gitti yine bizimki, bulamam da artık, kim bilir kimin dişisine kaptırdı kendini. Bir adam gördüm anlatmaya çalışıyorum beyaz koşturan köpek gördünüz mü falan diye derken bir baktım geliyor benimki bir panik içinde tangır tungur. O elimi acıttığı için sinir olduğum 2senelik flexi si de hala sağlam bir şekilde.

Kafa yine eğik tabi, sanki senelerdir dövüyormuşuz gibi. Kızamıyorum da, neyse azcık tripleştik geçti gitti.

Bu sabah da Nancy nin kızı ile karşılaştık. Geçen sabah Duck'ı gördüm alt yolda, tasmasıyla kaçmış. Nerde annen dedim, etrafa bakınıp panik içinde birden kaçtı ben tutamadan diyince anladık ki o gün kara kız Darcynin kokusunun peşinden koşmuş ve ancak onlar annen nerde diye sorunca jetonları düşüp yanıma gelmiş bi panik, şaşkolozum benim.

Dişi kokusu alınca tüm akıl uçuyor.

*

Bu arada, başarabilirsek bu haftasonu annemlerin yanına gidicez yazlığa.
Duck için tatil ama benim için azcık psikolojik işkence modunda geçicek. Şimdiden başladım paniklerime. Çünkü sitenin 15senelik bekçi köpeği Kartal'dan inanılmaz derecede korkuyorum. Gözümüzün önünde 2 köpeği boparak öldürmüşlüğü var. Hala köpek kavgalarının bir numaralı ismi. Sitede kimse de bir şey demiyor bu duruma hatta tuhaf bir şekilde hoşlarına gidiyor sanırım. Kartal bizim sitenin köpeği diye gururlanarak dolaşıyorlar.

Geçen sene annemle hatta orhunu da alıp 3 kişi dolaştırıyorduk Duck'ı. Birimiz Duck'ı tutuyor, birimizin elinde sopa, birimizin elinde su, bende Dazer. Duck'ı tutan ortada.. Gören de bizimki vahşi sanır ama tüm çabamız ödlek sıpayı korumak. Bazen imreniyorum baskın karakterli köpeği olanlara.

Veteriner de olmadığı için yakınlarda ve işin fenası merkeze uzak, arabanın da olmadığı bir yer olduğundan paniklerim iyice artıyor. Tüm vet numaralarını kaydettim, ilk yardım çantası falan da hazırladım ama umarım geçen seneki gibi hiç bir şeye ihtiyacımız kalmadan mutlu mesut döneriz evimize.

Bu da günün bonus fotoğrafı, pınar sütümüz bitmiş, çok yazık bize! :))

0 yorum: