Aferin Bana

5

Haziran Sıcağında Ördek Maceraları

Sıcak havalarda sersem gibi dolanmaktan blogumuzu ihmal ediyoruz ama siz bizi ihmal etmeyin :)

Bu aralar günde beşyüzbin defa dışarı çıkma maceralarımız sıcaklar nedeniyle sona erdi neyse ki. Nazlı yarim Duck, sabah yürüyüş sonrası öğlene doğru çıkmak istese de çıkardığım zaman apartmandan çıkıp 10 adım atıp geri dönüyor, benim de canıma minnet. Giriyoruz eve akşam 5'e kadar da ev içi aktiviteleriyle takılıyoruz. Geçen gün küveti doldurduk suları kazdık, balkon yıkıyoruz bol bol, temiz olması önemli değil ıslak olması önemli diyerek. Dondurma yiyoruz büyük bir keyifle, suya buz atıp yakalamaya çalışıyoruz ve geri kalan zamanlarda popomuzu taşlara koyup uyuyoruz. :))

Acana hayal kırıklığı sonrasında Proplan'ın hassas mide ve ciltliler için olan somonlusundan aldık. Kalite kontrolcü Duck Paşazademiz pek beğendiler sağolsunlar.
170 tl altındaki mamaları yemez benim oğlum :)) Baya uzun zaman üstüne ek ilave yapmadan yedi, bu aralar da bir iki peynir koyuyorum hemen yiyor. Normalde bir kuru mamayı yiyebilmesi için yoğun bir karışım yapmamız gerekiyordu, bu sorunumuz da şimdilik geçti, çok mutluyum.

Akşam yürüyüşlerimizi babamızın da olmaması nedeniyle saldırgan labrador Limon'dan kaçarak geçirmeye çalışıyoruz ve bütün gün yan gelip yatmanın acısını uzun yürüyüşlerle çıkartıyoruz. Babası burdayken her hafta hep başka yerlere gidip yürüyüş yapıp koşup oynayıp yüzüyordu tabi, tüm hafta aynı site içinde zaman geçirmek onu da sıkıyor. Sürekli değişik yerlerden, uzun aralardan, bilmediği yerlerden gitmek öğrenmek istiyor haklı olarak. Ben de peşine takılıp yürüyorum, keyifli oluyor. Sitede de tanımayan kalmadı artık heralde. Çocuklardan biri korksa yanındaki korkma o Duck diyor, gelip seviyor. Komik oluyor.
Küçük çocuklardan korkusu devam ediyor çünkü severken çığlık atıyorlar, kaba davranıyorlar. Benim kibar oğlumun canı acır hemen cimciklenmeye gelemez. :))
Çığlık duyunca da hemen bacaklarımın arasındaki yerini alır :)

Sıcaklara rağmen yapışıklığı devam etmekte. Sanki haberi olmadan evden kaçabilirmişim gibi sürekli yapışık yaşıyoruz. Patisi, burnunun ucu, kulağının ucu illa bir yerime değiyor, hadi dokunamazsak bile kapının önüne yatıyor bana bakarak. Geçen gün dışarı çıkayım dedim. Normalde de hiç arkamızdan ağlayıp bağrınmaz. Üzülür ama uyur biz gelene kadar hep. Evden çıkmadan bekleme ödülü olarak işe giderken verdiğim bisküvilerden vermiştim, sanırım yine işe gidiyorum ve çok uzun bir süre gelmicem zannetmiş. Karşıdaki komşumuz aradı Duck sürekli uluyarak ağlıyor bir yere mi sıkıştı bir şey mi oldu acaba diye. Ben de bir panik geldim eve, bir baktım camın önünde wuhhuuuww diye ağlıyor. İlk defa yaptı böyle bir şeyi, umarım da son olur. Beni görünce sustu tabi hemen, bir panik bir telaş. O gün tüm gün üstümde oturdu, uyudu. Sabah yine kafası kafamda uyandım.

Onun dışında,üst kat komşumuzun masa örtülerini balkondan aşağı silkelemesi sonucunda balkonumuz ekmek kırıntıları doluyor bazen ve kuşlar onları yemeye geliyor. Geçen gün kuşlardan biri Duck'ın balkonda olduğunu fark etmeyip balkonda yere konduktan sonra kocaman bir köpekle karşılaşınca kaçıcam derken eve girdi. Kuş uçuşuyo Duck da peşinden. Yorulup yerdeki ikea'nın top lambasının üstüne konunca Duck da onu köşede sıkıştırmış oldu. Ben eyvah yutucak şimdi kuşu, öldürücek falan diye kendi kendime tepinirken bir baktım bizimki kuşu yalıyor. Sevgi pıtırcığım benim :))
Neyse ki sakinleşti sonra Duck, kuş da yolunu bulup uçup gitti.

Baba özlemeleri devam ediyor.Akşamları arabalar geldikçe penceresine koşuyor, beyaz jeepler geçerse heyecanlanıyor, dolabın "baba" kısmını açtırıp kokluyor.

Dolap demişken, daha önce yazmamıştım sanırım. Duck'ın en komik huylarından biri de dolabı açınca askıları burnuyla ittirip kıyafet seçiyormuş gibi yapması. Bir gün videosunu çekip ekleyeyim. Ne giyelim bugün oğlum diyorum, o da kıyafetlerden birini seçiyor bana :))

Komşumuzun boxer oğlu, küçüklük arkadaşı Aşil ile de barıştılar geçen gün. Hatırlatayım, Aşil Duck'ın en iyi arkadaşıydı küçükken. Aşil'in sahibi Selma ile alırdık ikiliyi, yürüyüşlere çıkardık, sularımızı ödüllerimizi alıp aşağı parkurda saatlerce oynatırdık. Bazen biz parkta otururduk onlar tepinirdi, bazen evlerde oynaşırlardı.. Ama bir gün bizdelerken aşil durduk yerde ikisi de oyun oynarken artık aklına nerden estiyse birden çok fena saldırdı Duck'a. Selmaların da benim de ödüm koptu, Duck'ı kurarıp kontrol etmiştik bir şey oldu mu bir yerine diye falan.. O günden beri Duck camda görse içeri giriyordu, dışarda görünce kuyruğunu sıkıştırıp kıpırdayamadan bekliyordu onun gitmesini falan.. Bizim oynatma çabalarımızın ikisinde de aşil yine Duck'a yaklaşır yaklaşmaz saldırmaya kalkınca biz de pes etmiştik ama geçen gün nasıl olduysa ikisi birden dışarıdayken koşturmaya başladılar yan yana. Çok sevindim tabi ama yine de Duck da ben de temkinli ve kontrollüyüz:))

Ödlek ördeğim benim. Keşke tüm köpeklerden koruyabilsem, hayatı boyunca başına bir şey gelmese. Çok dikkat ediyorum bunun için, inşallah da bir şey olmaz hiç.

Herneyse duygusallaşıp da daha fazla uzatmayayım.
Bunlar da haziran fotoğraflarımız. Bir kısmı Daki Dak evimizin herşeyi içerikli :))

Yalar benim oğlum! :)

Aa ödül mü var bu yürüyüşte!


Üst komşumuzun yaşlı ve traşlı kızı Gypsy


Aşil ve Selma ile barıştığında basket sahasında koştururken




Koltuğa kurulmuş tv izlerken ekranda bir köpek görünür ve Duck hemen yalamaya koşar




Aşağıda kendi yatağı dururken babasının kıyafetini alıp bizim yatakta uyumayı tercih eden kuzu

Ve Duck'ın özel kız yatağı :))

2

Suç Üstü!



Duck'ı dün kargoyla eve gelen bornozlarımızın kutusunuyatak odasından kendi odasına getirmiş ve parçalarken suç üstü yakaladım!

Ama kibarlıktan parçalamayı bile beceremeyen kuzum dilini acıttı hemen :))

Bugün bir de küçük odadaki dolabın üstünde bir kokuya takmıştı. Bir şey istiyor ama anlamıyorum bir türlü. Ben de dolabın üstündeki herşeyi tek tek koklatayım dedim hangisini istiyor diye.

Yaman'ın anahtarlık olarak kullandığı zincire sanırım kokusu sinmiş yine, onca şeyin arasından onun kokusunu almış da onu istiyormuş!

Deli kafalım.

9

Bir Keyifsiz Kuzu Olarak Duck

Kuzum Duck ilaçlardan sonra sonunda düzeldi ama halsizliği devam ediyor. Vitamin takviyesi yapmamız gerekiyormuş sanırım.

İshalinin nedenini tam olarak bilmesek de hayatında 1 kere denese bir şey olmaz dediğimiz Premium mama Acana'yı pek yaramamış olması nedeniyle balıklı da olsa bir daha alınmayacaklar listesine ekledikten sonra yeni süperpremium siparişimizi verdik şimdi umarım bu sefer sever ve iyi gelir de 1 sene bundan bıkmaz diyerek gelmesini bekliyoruz.
Yeni mama bulmak ne zormuş.. :)

*
Biz bu ishal sonrası keyifsizliğini pek fark etmemiş olucaz ki Cumartesi akşamüstü 1 saatliğine Luckye gittik oynamaya ama Duck dayanamadı ona. İlk başta dışarda parktaydık, hoşuna gitti etrafı koklayarak arada Luckye de sataşarak oynaştı. Sonra yağmur başladı diye annemlerin bahçesine kaçtık, orda Lucky su içmeden yukarı çıkmıyormuş eve, iyi peki dedik orda da dayandı ama eve çıkınca baktı Lucky'e yetişemiyo yattı yere söylenmeye başladı, tasmasına gitti kapıya gitti sürekli eve gitmek isteğini belirtti ve döndük eve. Normalde hiç evde başka bir köpek varken dönelim dememişti şimdiye kadar. Ama köpek yoksa gittiğimiz yerde en fazla 2-3saat kalabiliyor, sonra hadi dönelim isyanlarına başlıyor. :)




*

Dün sabah bizim Turkuazoo ziyaretimiz nedeniyle 5-6saat evde tek başına uyuyunca biraz toparladı sanırım, günn geri kalanı sevgi gösterileri eşliğinde geçti. Yaman bavul hazırlamaya başlayınca biraz bozulsa da benim parmağımı yakmam sonucu elimde tuttuğum buzları ele geçirme heyecanıyla geçti gitti koskoca pazar günü..

Bu sabah 5.00'de babası gidince tüm sistemi yeniden bozuldu ama tabiki de.
İlk başta küsmüş sanırım gitmedi pek yanına bavulları taşırken ama ne zaman ki biz camdan yolcu etmek için bakarken Yaman da bavulları koymak için arabada Duck'ın oturduğu yerin kapısını açınca bir feryat etti. Baba ben burdayım, beni unuttun diye heralde.. :)

Yazık kuzuma sonra yatakta yine yastık koklayarak ağladı ağladı en sonunda benim üstüme çıkıp uyudu. Ben de ses etmedim 30kilo üstümde uyudum fırsat bulmuşken. :)

Bugün tabi yine trip dolu bir gün, bilse 15 gün gelmeyeceğini babasının eminim kaçıp koşmaya başlar yanına doğru :)

Bir de yağmur yağıyor tabi, kıymetli tüyleri ıslanıyor hiç hoş değil.
Söylene söylene takılıyoruz.

Biz şimdiden özledik Yaman'ı, akşam gelsin istiyoruz :)


3

Hasta Duck

Tosunumuz hasta olmuş bugün, kıyamam.
İshal :)

Sabah dışarda sanki denize girmiş de su yutmuş gibi bir şekilde yapmıştı kakasını, ben de lapa yaparım düzelir diye düşünürken pek yürüyemeden döndü hemen eve.
Eve bir geldik ki balkonda tutamadığı zaman yapabileceği bezi de doldurmuş.

Bir de bebekken kanlı ishal atlattığı için eskisine benzer bir manzara görünce kötü oldum. Duck zaten ben öyle kötü olunca anında hasta triplerine başladı.

Ordan oraya yatıyor bir huzursuz, ne su içiyor keyifle ne lapa yaptım onu yedi. Öğlene doğru tekrar deneme amaçlı elimle zorla bir avuç yedirdim lapasından. Yürüyüş yapmak için delirir normalde ama bu defa bir havlıyor kapıya bakıp, çıkıyoruz hemen en yakın çimende su şeklinde iki snde çıkarıyor içindekileri sonra hemen yine eve dönüyoruz. Koştura koştura bir hal olan dana, iki adımı zor atıyor falan üzüldüm tabi. Korkup veterinere götürdük.

Yolda da babasını görünce sanki az önce hiç hasta triplerinde değilmiş gibi fırt fırt dönüp durdu arkada.

Yeni bir reçete edinmiş olduk.
Ercefuryl,
Reflor ve
Flagyl isimli yeni ilaçlarımız oldu.

Duck'ın ilaç kutusuna koyarız artık. Önceden bir tek Flagyl'i kullanmamıştık, ama en son ataşehirdeki evimizde böyle ishal olmuştu, reçeteyi görünce o zamanki reçetemizi hatırladığımda fark ettim.

Hasta adında Duck yazıyordu, eczanede komik bir diyalog yaşamıştık.

-Ördek için mi alıyorsunuz bu ilaçları?
+Hayır köpek için!

:))

İyileşsin de bıdık, koşsu yine.
2 Gün içinde düzelmezse kan tahlilleri ve karın bölgesinin röntgenini çektirip ayrıntılı araştırmak gerekiyormuş.

Şimdi bizim yatağımızda çok hastayım modunda yatıyor.

Normalde objektif görünce hiç kaçırmaz ama bu defa bakmamayı tercih etti.



Anne ben hastayım sen hala fotoğraf peşindesin

0

Daki Daak Evimizin Herşeyii..

Günler benim bile inanamadığım hızda ilerlerken sıcak hava nedeniyle genelde ev içi aktiviteleriyle geçiyor zaman..

Duck öyle bir parçam olmuş ki heryerde yanımda, vücudumun bir uzvu gibi :)

Yemek yerken masanın altında, yaparken tezgahın yanında; yatakta sağ yanım, koltukta sol köşem, duş alırken banyo kapısının önündeki koca kuyruklu bir popom, buzdolabı önü canavarı magnetim, salondaki köpek kapım,nutella kavanozumun yanındaki ödül bisküvi kavanozum, herşeyim :)
Bu sıcak havalarda da yine yanımdaki yer mantarımdı.


*

Madem hava sıcak, madem ev içi aktivileteri yapıyoruz, yanımızda da ördeğimiz var, öyleyse daha önceden salondaki değişiklikleri tamamlamış olmanın verdiği sevinçle bir adet matkap alıp sırayı mutfağa getirdik ve ikeadan aldığımız şeyleri taktık duvara.
Yenilikleri ve atraksiyonları çok seven Duck tabiki de yalnız bırakmadı bizi sağolsun.

Ama Ödlek işte, çoğu şey gibi matkap sesinden de korktuğundan Yaman matkapla uğraşırken biz de kendi çapımızda bir oyun geliştirdik.Matkap çalışacağı zaman ben kaç kaç kaç dedikçe Duck da içerdeki odalara kaçıştı, ben de peşinden, kovalamacılık oynadık. Matkap sesi süresince de dans ediyormuşum gibi yaptım öyle kıvırta kıvırta takıldı. Artık Duck mı ben mi daha maymun olduk bilemedim. Bütün bunlar havlamasın diye, çünkü sesten korkup Yamanı da mutfaktan kurtarmak için havlamaya başlıyor hemen. :)
Sonrasında da temizlik işleriyle uğraşırken tabi ki de onun görevi karton paketleri parçalamak, yerler silinip süpürülürken eşlik edip yeni silinmiş ıslak yerlere serin serin yatmaktı.

*

Henüz haziranın ilk günleri olmasına rağmen sıcaklardan etkilenmemek için de çeşitli aktivitelere başladık.
Bol bol balkon yıkayıp çıplak patilerle şıp şıp gezinme eğlencesine başladık. Geçen sene de çok yapardık bunu.
Onun dışında kaçamak buzdolabı önü yatışları başladı yine, azar işitip kalkıyor neyse ki.
Duş alıp da ıslak gezmeyi sevmiyor, tüyleri kuru olsun istiyor. O yüzden de havlu ıslatıp cooler gibi üstüne atıyoruz, öyle dolanıyor büyük bir keyifle.
Klimanın baş ağrısı yaptıklarından olacak ki önce serinliyor hoşuna gidiyor ama sonrasında gidip yine içerde yatıyor.
Suyunun içine buz atıyoruz, onu yakalamacılık oynuyoruz ama hep Duck kazanıyor. Sudan buzu çıkarırken bir de burnundan baloncuklar çıkıyor, çok eğleniyorum. Mamasını da kışın olduğu gibi ılık şeylerle karışmış değil de ısıtılmamış-soğuk şeylerle karışmış seviyor, hayatım kolaylaştı çok mutluyum :)



*

Dün sabah Yaman Ankaraya gittiği için 5.30da kalktık sabah. Önceki günün sıcağından dolayı gece doğru düzgün uyuyamamış olmanın verdiği huzursuzlukla bütün gece uyuyamamış duck ve sabahın sessizliğinin huzuru ile dayanamadım aldım Duck'ı çıktık o saatte dışarı. Elimde de kocaman bir şemsiye, saldırgan sokak köpeği gelirse korkutup uzaklaştırma amaçlı.. Uzun uzun yürüdük öyle, havanın fazla ısınmamış olmasını fırsat bilip.
Dönerken de Çıtır ile karşılaştık. Sahibi işe gitmeden gezdiriyor, erken olduğu için uzun zamandır karşılaşamıyorduk. Çok sevindi köpekler birbirini görünce. Ben de çok özlemişim, bir tur daha attık onlarla birlikte. Tabi Duck sevinçten babasının gitmiş olduğunu falan unutup eğlenceye verdi kendini. Hatta bir ara yürüyüşümüz bittiği halde bir tur daha atacakmış gibi aşağı yola indi, sonra jetonları düştü heralde geri koştu yanımıza. :)

Bu koşturmayla eve gelince biraz yıkadık ve öğlene kadar uyudu, rahat verdi bana. Ben de yanında uyudum bi güzel.

Akşam nerde kaldı babam huysuzlukları yapsa da neyse ki Yaman geldi ve mutlu huzurlu uyuduk.

Bugün de ütü günümüz malesef. Ben ne kadar isteksizsem Duck da o kadar çok bitse de çıksak modunda. Bakalım akşama kadar daha nelerle eğlenicez :)