Her şeyi örnek alıp bizim üzerimizde uygulayan ve canını sıkan durumlara kendi çapında çözümler bulup da benim gibi aptal olmadigini iddia eden insanlari bile sasirtan kopek duck :)
Bu aralar kafayı atıp tutmakla bozmuş durumda.. Biz onunla oyun oynarken oyuncaklarını uzakta bir yere atıyoruz o da koşa koşa gidip alıp getiriyor, getiriyor ama kesinlikle vermiyor.. Çekiştirme de tabiki de oyunun bir parçası.. Herşey iyi güzel tabi böyleyken, karşılıklı oyun oynama hali falan.. Ama tabi bunu böyle kabullenip de her seferinde bizimle at tut getir çekiştir kalıplarına sığamaz benim oğlum. İlla geliştirip kendine uyarlayacak..
Kemirme amaçlı verdiğim çubukları ağzına alıp kafasını sallayarak uzakta bir yere fırlatıyor bir iki defa, sonrasında da benim getirmem için atıp bana bakarak havlıyo çubuğun başında.. getirmezsem gidip koltugun ya da yatagın altına atıyor ki illa ilgileneyim, onu ordan çıkarıp oyununa dahil olayım.
Annesi gibi benim oğlum, kendi kendine oynayamaz, tek başına bir şey yaparsa çok sıkılır. :)
Bir de tabi eğitim tasması çözümü:
Çok çekiştiriyor, beni sürüklüyor hatta düşürüp canımı acıtıyor diye uzuun direnmeler sonucu aldık bir eğitim tasması.. Çekince boğazına batıp canını acıtıyor.. Yemiyor içmiyor düşünüyor heralde, ne yapsam da canımı acıtmasa.. Bugün gezerken bir baktım silkelenip duruyor, kafasını sallıyor falan.. Anlamadım tabi, hatta eğitim tasması takılı olduğu halde azcık zorluyor, çekiyor falan.. allah allaah derken bir baktım ki sallamasının amacı tasmanın takıldığı normal zincirli olan kısımı aşağıya getirip çekerken boynunu acıtmaması için yapıyormuş, batan kısımlar ensesine gelirse sorun yok tabi, istedigi kadar çekebilir :))
İki saniyede ağzım açık hayretler içinde küçük dana bir köpeğe bakarken yakalıyorum kendimi.. Hani köpekti bunlar da anlamazdı, düşünemezdi, hadi ordan :))
Benim oğlum yanlışlıkla köpek olmuş.
*
Yamanın gelişinden ve "hadi bakalım"ından cesaret alıp site içerisinde arabadan eve kadar tasmasız gitti geçen gün ilk defa.. Gerçi tasmasının ucu koptu diye büyük bir korkuyla bana doğru geri koşan köpekten çok da kaçması beklenmez ama bendeki de korku işte.. Neyse, tabiki de eve kadar gayet de tasma mesafesinde gitti yakınımızdan, hepbirlikte elimizi kolumuzu sallaya sallaya eve girdik.. Ama o ben özgürüm mutluluğu, kendine güvenen surat ifadesi ve sevinc hali görmeye değer tabi..
Ooh ne güzel dedik, keyifli keyifli..
Bu keyfi yaman yokken de yaşayacak mıyız bakalım diye ben tek başımayken de yaptım, basket sahasında koşup oynadık sonra eve geldik oh ne güzel..
Duck gibi akilli bi kopege bu ikincisi yeter aslinda dimi, yetinmez çünkü, kendine göre bi icat çıkarır başımıza illa, her durumda, şaşmadan..
Benim kaşınmalarım sonucu bugün eve dönüşte siteye girdikten sonra evin yanından basket sahasına dönen yolda çıkardım yine tasmasını, duck da yapacağını yaptı tabi.
Önden hızlıca koştu, ben de bekliyordur diye çok telaşlanmadım bir iki defa duck duck dedim, basket sahasına sapan yola bir saptım ki duck yok ortada, hiçbir yerden de koşma sesi gelmiyor.. Tam panikledim, ciyak ciyak daaaaaaaak daaaaak diye bağrınıcaktım ki arkamdan bir atladı üstüme..
Eşek sıpası arabanın yanına saklanmış sessiz sessiz beni beklio, ben ne diyim şimdi bu çocuğa..
Neyse kizdim azcik, koştuk basket sahasına, ordan da eve..
Tabi bahsetmeme gerek yok, sırılsıklam, çamur içinde, tüm su birikintilerine girmiş olmanın iç huzuruyla :))
yagmuru sevmeyen kopek duck.
yagmurda disaridaysak uygun adim marş komutu almıştan beter bir şekilde aceleyle eve koşturan,
evdeysek ve yürüyüşümüzü yapmadıysak onyüzbin defa bahçeye çıkıp yağmur bitti mi kontrolü yapan,
yağmur iki saniyede bitmeyeceğinden iki saniyede bir kontrol sonrası homurdanarak içeri giren,
kontrolleri neticesinde yağmurun durduğunu fark ettiyse çok acele bir şekilde kapıya koşup beni bekleyen, bende hala bir hareket yoksa ayakkabılarımı, kıyafetlerimi getirip acele ettiren köpek.
hadi bunları anladım, dışarı çıkmadıysak henüz durunca çıkmamız gerekebilir,
ama gezisini yapıp evine geldikten sonra bile bahçeye çıktığında yağmur yağıyorsa homurdana homurdana içeri girmenin anlamı nedir duck efendi?
evdesin zaten, ne zararı var sana o yağmurun?
diyemiyoruz tabi,
bir bildiği var çocuğun..
kış geldi ya ondan yağıyor, geçer birazdan, yarın öbürgün diyoruz, kafa bir sağa bir sola dönüyor, anlamadım bakışları atıldıktan sonra dooğru sıcacık küçük oda yatağına, popo da radyatore yaklastı mı tamamdır..
diğer yandan da yağmur birikintilerinden oluşan çamurlu suyun hayranı duck.
yuruyus yaparken mutlaka hepsine bir şlap şlop girer, hertarafını çamur yapar.. duş almaya bayılır, azar işitme uğruna her yerini çamur yapar, sonra hemen banyoya koşar ki yıkasınlar sıcakımsı suyla, ooh.
eğitime gitse uyanıklıkta beni geçecek diye korkuyorum valla,
iyi böyle,
seviyoruz oğlumuzu :))