Yeni kırmızı oyuncağını ağzından hiç düşürmediği ve eve de sığamadığı için öğlen havanın da serin olmasını fırsat bilerek frizbimizi de alıp basket sahasına çıktık.

Kendi kendimize koştururken Nancy ve köpekleri ile karşılaştık
Darcy (siyah olan) ve Peanut.
Nancy barınak gönüllülerinden. Barınaktan birkaç köpek alıp onları iyileştirip sahiplendiriyor. Ama Darcy ve Peanut vermeye kıyamayıp kendi sahiplendiklerinden.

Darcy birazcık tatlı cadı ama Peanut pamuk gibi bir köpek.
Birlikte çok eğlendik.

Yaz günlerinde ferahlıkla dolaşabileceğiniz siyah boxer 14.95 Öpcük Lirası


FB Orhun Abi Pijaması 12.50 Öpcük Lirası

Anneye küçük gelen şortlu pijama takımı 19.85 Öpcük Lirası

Bu sıcak yaz günlerinin olmazsa olmazı şapka 4,50 Öpcük Lirası

Vee,


Galatasaray'ın yeni formasını destekleme şal'ı 20,65 Öpcük Lirası


Duck ile böyle eğlenmek paha biçilemez.. :))

Dünün sıkıntısının ardından bugün inanılmaz eğlenceli bir gün geçirdi Duck.

Evde tüm gün benimle oturma yalnızlığını gidermek için yolda onu sevme potansiyeli olan insanların önünde oturup sırnaşma çabaları, parkta boynuna atlayan çocukları yalamak ve daha çok sevdirmek ve de eve gelen kuryelere-yemek getirici abilere sırnaşma halleri sergileyen Duck'ın günüydü bugün :))

Sabah sıcak diye erken kalktık tabi, yürüyüş oyun derken birlikte uyukladık tüm gece sıcak nedeniyle ayrı yatmanın acısını çıkarır gibi :)) (duyan da ayrı şehirlerde kaldık sanır, birimiz koridorda birimiz yatakta yani)

Öğlenden sonra ilk kargomuz geldi.

Yeni mama ve yanında hediye verilen ödül bisküvileri!

Kocaman da bir kutuya koymuşlar, kutudan çıkan herşeye sevindiğimiz için Duck da girdi kutuya ve birlikte "o da kutudan çıktığı için" sevindik :)) Resmen ufak bir çocuk :D



Ardından tabi en büyük sevdası karton kutu parçalama faslı başladı, kutu da büyük olunca tabi 1saat oyalana oyalana, o odadan bu odaya taşıya taşıya parçaladı kutuyu şimdi de uyur dinlenir derken Orhun abisi geldi.

Birlikte kudurdular, dondurma yediler, koşturdular.
Yine tamam artık oturur dinleniriz dedik ki ikinci kargomuz geldi.

İnternet alışverişinin en güzel yanı bu kargoyla gelme olayı sanırım. Duck da benim gibi hatta tüm kızlar gibi yeni herşeye bayıldığından bu duruma çıldırıyor sevinçten :D

Bu seferki kutumuzdan da yine isimlikler (tatilde kaybolmasın), seyahat sulugu (sırf benim merakımdan), birkaç ödül ıvır zıvırı (sıkılıp eve dönelim triplerine girerse oyalamalık) ve de en önemlisi deniz oyuncağı batmayan kırmızı frizbimiz çıktı.



Frizbi ile kıkır kıkır evin içinde koştura koştura deliler gibi oynadılar orhunla, iki dk fotograflarını çekemedim :D Ve sonrasıda tabi yine kutuyu parçalama telaşı..

Artık en sonunda kendi oyuncak kutusunun başında uyuya kaldı.



Yarın bugüne göre pek bir sakin geçicek ama inşallah mıyk mıyk yapmaz yine, mutlu bir gün olur :)

akşam 9 gibi apartmanın önünde beyaz captiva durdu, bizimki olmadığını anlayamadı.
adam gitti sonra ama dak hala viykleyerek dolanıyor
camda ağlıyor falan
ne yapacağımı şaşırdım.

en iyisi uyuyunca geçer diyerek bilgisayari kapatip yatmak sanirim.
50dk olmus deliricem

Sicaktan mayisip butun gun uyuma ve gece de kuduruklasma halleri dahilinde yogun bir 3gun gecirdik cunku super muhtesem baba Yaman burdaydı yine! :)

2 haftadan uzun bir zamandır görmediği için çok özlemiş tabi, patileriyle dürte dürte zorla sevdirip durdu kendini Yaman'a.
Zorla sevilmez tabi böyle bir ördek ama öyle komik oluyor ki öyle zorla sevdirme halleri, o öyle yapsın diye dokunmuyoruz bir 2dk, hemen başlıyor patileriyle çekiştirip poposuyla ittirmeye :))

En çok da dün eğlendi sanırım.

Sabah veterinere gittik aşısı ve kulak-ciğer kontrolü için.
İlaç kullanmayı bıraktık, gözlemleyecekmişiz.

Sonrasında da deniz için izin aldık ve yüzdürmeye doğru Rivaya gittikk.
Her zaman gittiğimiz elmas burnuna gittik. Her zaman bomboş olan yer hafta içi olduğu halde acayip kalabalıktı, şu kenarda yüzdürürüz falan filan derken birden rüzgar çıktı, zaten nanemolla bir de yüzdürürsek çıkınca rüzgardan hasa olur falan filan derken yağmur başladı.

Zavallı şanssız kuzum yüzemeden eve geldik.

Bu defa da yağmur sonrası yine sıcak bastırdı diye otururken kapı çaldı.
Ben umarım kapıcı tatilden dönmüştür de ortalığı temizleyecektir gibi saçma hayaller kurarak kapıyı bir açtım ki Duck'ın çocuk parkından arkadaşları olan Atahan ve abisi Batuhan gelmişler.

Süper bir süpriz!
Benim arkadaşlarım bile gelmiyor bize böyle süpriz yaparak :))

Duck sevinçten delirdi tabi.
Her ne kadar Atahan köpekleri döverek sevdiği için dışarda onu görünce canı acımasın diye yolunu değiştirse de evde onlarla oynayarak çok mutlu oldu. Abisi ve ben de başında durup Atahan'ın yumruklarını engelleyince çok eğlenceli zaman geçirdiler birlikte.

Abisi 7 yaşında sanırım, Atahan da 4 yaşındaymış! Ben 6sanıyordum, azcık tosuncuk. Çok tatlılar ikisi de.. :)







Bütün oyuncakları ordan oraya atıp, kovalamaca oynadılar. Biraz çekiştirmece, biraz Duck'ı mıncıklama derken bir baktım Duck'ın ağzındaki top Atahan'ın ağzında, bu defa rolleri değiştirmişler Duck onu kovalıyor :))

Pek fotoğraf çekemedim peşlerinde koşturmaktan. Ne eğlenceli ve komikmiş çocuk ve köpek.. Gerçi Duck'ı Atahan'dan korumaktan 2dkda canım çıksa da :D

Atahanların bir de kendi köpekleri var bahçede, anlatmışımdır belki Kafkas isminde kocaman bir köpek. Zavallı Kafkas Atahan onu sevmeye çalışınca kaçıcak yer arıyormuş bahçede :D Ki görenlerin korktuğu bir köpek :))

Sonra bizim çıkmamız gerektiği için eve döndüler ama yine gelicekler..

Akşam biz eve dönene kadar bu eğlencenin üsüne uyuyup dinlenmiş tabi Duck paşa, biz gelince de güzel bir yürüyüş yaptık hepberaber, keyfine diyecek yoktu..

Ama gece yine babası gitti. Ardından 1saat bir kapının bir tasmasının önüne gidip gidip bağırdı, viykledi, söylendi, ağladı.. Biz de gidelim demek istedi sanırım ama gidemedik tabi. Pes edince uyuduk tabi sonra..

Bugün bana kızgın yine biraz, ben gönderdim sanıyor sanırım ya da öylesine hayata küsüyor babası gitti diye, bilemiyoruz! :)

Facebook'un fotoğraflara bakarken önerdiği videolar arasında Yaman'ın eklediği, Duck'ın geçen sene Rivadaki bir videosunu buldum çok eğlendim.

Hani her türlü yuvarlak şeyle oynayabilir demiştim ya,
Bu da her türlü yuvarlak şeyle her yerde oynayabilir'in video hali :)

Umarım herkes izleyebiliyordur :D


http://www.facebook.com/video/video.php?v=126865952545&ref=mf

Çocuk parkında bir ördek

Yeni tasmamızla güzel havayı da fırsat bilip dolaşmaya çıktık, Duck her zamanki gibi sopalar bulup onlarla koşturdu,5 dk için bile olsa dışarıya çıkınca öyle mutlu oluyor ki..
Üzülüyorum bahçemiz yok diye :)

Duck yatak odasında uyurken salona yanımıza geldiğinde kapının önünde durup bir bekler, merasim şarkısını..
"Hoşgeldin hoşgeldin hoşgeldiiiin" diye kollar kucak yapmak üzere açılmış bir şekilde söylerim ben de.. O da koşa koşa gelir kollarımın arasına :))

Bugün eve geldiğimde de aynen öyle bir neşeyle hoşgeldin şarkımızı söyleyerek karşıladı Duck beni, dili olsa eminim onu söylerdi :))

*

Şantiyedeki iş makinalarının dönemlik dinlenme tatiline denk geldiği için cumartesi gecesi Yaman'ın yanına gitmek için yola çıktım. Pazar sabah orda olup gece de yine otobüse binip Pazartesi sabah gelmek üzere..

Dakintoşum da Orhun abisiyle kalacaktı, pazar günü akşam da annem devralacaktı.. :)

Gün içinde ayrı kalmaya alışkınız ama gece ayrı kalmışlığımız 2sene içinde 5-6günle sınırlıydı, 7 yaptık onu :)

O ne kadar alıştıysa ben de öyle bir alışmışım ki, Cumartesi gecesi terminale gitmek için taksiye bindiğimde Duck öyle camdan acıklı acıklı bakarken gözlerim doldu, dedim bir köpeği bırakamıyorum bir gün için, ne bu halim.. :)

Önceki günümü zaten not yazmakla geçirmiştim.

İlaç saatleri, uyanınca ne yapar, ne yaparsan öyle yapar da böyle yaparsan şöyle yapmaz falan..

Çünkü öyle standart bir hayatı var ki, her duruma gelemiyor :)

Yemek sonrası pencere keyfi bile fixtir, o pencere kapalıysa başında bağırır da bağırır, anlamadıktan sonra uğraş ki susturasın :)

Evet yine duyar gibi oldum o köpek bende olsa döverdim ben onu, hiç uğraşamam cık cık cık ları :))

Ödü kopmuş bizimkinin, gelmeyeceğim sandı heralde bir daha..
Her zamanki gibi doğru düzgün yemek de yememiş ama tok karnına ilaç kullandığı için yemesi gerekiyordu, zorla elleriyle yedirmişler onun için yaptığım sevdiği yemeği :)

Annem diyor bu yaşımda ne hallere soktun beni, köpeğin önüne geçmiş elimde yemekle yesin diye peşinden koşuyorum, sizin peşinizden koştuğum yetmemiş gibi.. :))

Geceleri de rahat uyuyamamış, ilk başta küsüyormuş homurdana homurdana başka yerlere yatıyormuş, sabaha doğru da dayanamayıp yatağa gelip bu defa da sürekli yanaklarını yalıyormuş :)) Uyumadığı belliydi zaten bugün tüm gün derin derin uyudu benimle..

Daki dakım burda öyle üzüntüler içindeyken biz de inanılmaz eğlendik. Ben otobüste uyuyamam ama yine de hiç uyumamış gibi değildim. Mutluluk ve değişiklik heyecanı insanı ne güzel de ayakta tutuyor. Ezinede şantiyeyi gezdik, Asi'yi sevdim bol bol.. Koca kız olmuş, hiç alman çoban köpeği gibi de değil, bildiğin labrador kaçmış içine. Seveyim, sevileyim, çamurlu sularda yuvarlanayım yine sevip sevileyim mantığıyla yaşıyor. Ama tabi o vücutla yapınca tüm bunları, sevdikleri için zor oluyordur bence :)) Üstüme bir atladı, Duck kuş kalır yanında.. Yakışıklı kızım benim, bizde kaldığında 2aylık haliyle bile nasıl azarlıyordu Duck'ı, rahat bırak beni diye :))






Ve hatırlatma;
bizim evde kaldığındaki halleri:







Ordan Bozcaadaya geçtik, Yaman'ın bu şirkette çalışmadan önce yaptıkları rüzgar enerji santraline baktık, ordan adanın en yüksek yerine çıktık şantiye arabası sayesinde, gezdik yüzdük yedik içtik eğlendik. Bir sürü de köpecik vardı mutlu mutlu. Dönüşte feribotta bile 1 sibirya kurdu 2 de golden sevdik. Goldenlar bütün gün yüzmüşler, öyle yorgunlardı ki. Biri ıslaktı hala, bir de Duck gibi sevdim sevdim sonra sevmeyi bırakıp da kalkınca acıklı acıklı bakıyo azcik daha sev diye, ben de hep düşüyorum bu tuzaklara, sevdik tabi yine :))
Öyle güzel bir yerden istanbula gelince tam bu ne biçim şehir diye bunalmaya başlıyordum ki eve geldim, Duck'ın o muhteşem karşılama telaşıyla unuttum herşeyi. Biz belki küser bana diyorduk, küsünce yüzümüze bakmayıp poposunu dönüp oturur yanımızda :D
Ama çok özlemiş, küsemedi..

Nasıl dönüyor etrafımda, atlıyor zıplıyor, sevinçten tuhaf sesler çıkarıyor. Abartıp sırt üstü yatıp öyle kuyruk sallaya sallaya yerlerde süründü bir ara.. Sabah yürüyüşüne çıktık, sürekli ayağıma basıyor yanımdan yürüyecek diye. Tasmasını açayım da koşsun biraz dedim ama bu defa da etrafımda dönüyor. Zaten uykusuzum düşücektim artık başım dönüyor.. Neyse geldik eve, sarıldık uyuduk saatlerce. Kalkıp yine yürüyüş yapıp gelip yattık. Çok komik geçirdik günü. Kıtlııktan çıkmışçasına uyuyarak..

Zaten ondan başka bir şeye bakıp başka bir şeyle ilgilenmeme de tahammül edemedi bu saate kadar, bilgisayara bakıyorum önümde zıplıyor, masaya çıkmaya çalışıyor :) Tv karşısında oturduk öyle kucak kucağa, uyurken de tabiki de kafası üstümde yatıyoruz.
5cmden daha uzakta durmadığı için de fotoğraflarını pek çekemedim ama olsun.

Bir de yeni tasmamızı taktık bugün, çok güzel oldu. Tekrar teşekkür ederiz Çıtır'a. Öyle de bir kız gibi ki, yeni olduğu için evde de onu takıp oturmak istiyor, giydirdim ben de; tasmalı tasmalı kuduruk oyunlar oynadık evin içinde :))




Ama ezine çok sevimli küçücük bir yer, eminim Duck da sever. Yarın biraz kocaman arabayı sürtmeden kullanma denemesi yapayım da sitede. Eğer başarılı olursam alırım Duck'ı gideriz. Kendi bölümünde gitmeye de dayanamaz bence ama alırım yanıma kucak kucağa gideriz artık napalım :))

*

Akşam yürüyüş sırasında da çocuklarla karşılaştık.
Öyle dikkatliler ki..
Kızlar süslü tabi, hemen tasmasını inceliyorlar aa ne güzelmiş, güle güle giysin, çok yakışmış diyorlar hemen.
Erkekler daha duygusal, dün başkasıyla gördük sahibi değişti sandık üzüldük diyorlar. Üzülmeyin dedim Duck sahip değiştirmeez. :) Sarılıp oynadılar birlikte.
Çocuk dediğim de küçük çocuklar, 6-9 yaş arası.

En son da gece çıkıp basketbol sahasında topla oynadık, pilimiz bitti artık. Duck kucağımda uyuyor şimdi, ben de yazmaya çalışıyorum :)

Çıtır Duck'ın en yakın kız arkadaşlarından biri.

Önceden de eklemiştim fotoğraflarını, hafif tombişçe cici bir kız. Sahipleri sokaktan kurtarıp aldılar evlerine.

Eskiden pek kimseyi yanaştırmazmış yanına, bizim teslimiyetçi ördek Çıtır'ı görür görmez korkudan yere yattığı için sanırım Duck'ı yaklaştırıyordu yanına, hafif hafif oyunlar oynuyorlardı.

Artık Duck'ın popo koklama tacizlerine bile izin veriyor, çok tatlı oynaya oynaya yapıyorlar yürüyüşlerini..

Büyük ırk ve hafiften de tombiş olmasına rağmen çok süslü pembeli membeli göğüs tasmaları buluyordu sahipleri, biz de ne güzeller nerden buluyorsunuz böyle süslü tasmaları diye takılıyorduk.

Bugün akşam yürüyüşü için tam apartmanın kapısından çıkarken bir baktık Çıtır ve annesi kapımızda, bize hediye tasma getirmişler..

Henüz giydirip de doğru düzgün ayarlarını yapamadım ama böyle süslü bir tasma.
Mavi giymesi de Duck için iyi olucak bence, çocukçağız erkek olduğunu hatırlar belki ödlekliği bırakır, hem nazardan da korunuruz :))



Ama henüz erkek olduğunun bilincine varamadığından süslülüğe devam ediyor. Ayarlarını yapamadığım için giydirme denememden vazgeçip çıkardım diye homurdanarak çıkarmadığı ses kalmadı, tasmayı askıya asınca da giymek için başında ağladı 15dk. mecburen dolaba kaldırdım :)

Bakalım yeni tasmayla ilk yürüyüşünde nasıl komiklikler yapıcak :))

Çok teşekkür ederiz Çıtır, artık süslü süslü dolaşırsınız birlikte :)

Veteriner kontrol günüydü bugün,
Ciğerler için 10gün sonraydı, kulak için 3gün,3. güne girmişiz.

Gittik temizlettik kulağını,
Geçmemiş 3 gün sonra yine gelin talimatı alıp döndük.
Şimdi yorgun yorgun uyukluyoruz.




Bir de sakin kuzu oldu bu aralar ki görmeyin. Hayatında hiç sevilmemiş gibi de herkesi sevme telaşında.
Yolda korkmayıp da Duck'a yakın yürüyenlerin bacaklarına sürtünerek geçiyor, Yaman en son taksiyle gitmişti, yolda yürürken taksiden inenler olursa pür dikkat bakınıyor, Yaman'ın olmadığını anlayınca da önce mırıldanıp ardından bari inenlere kendimi sevdireyim modunda sevdirmeden gitmiyor..Bir sevgi pıtırcıklığıdır gidiyor, bakalım ne olacak sonumuz. :)

Kulak kaşıma konusunda da veteriner Duck'a güvenip elizabeth takmadı, Duck da az az kaşıyordu, kaşırsa da yakalayıp hemen engelliyordum. Akıllı bıdık bunu da fark etmiş, dün akşam 2sn kayboldu yanımdan napıyo diye çaktırmadan gittim ben de peşinden, bir baktım kaşınmak için salona kaçmış :D

Herşeye bir çözüm bulunur bizim evde!
:)

Bu gece 1 gün için Ezine'ye gideceğim ben de, Yaman'ın yanına, Pazar gecesi de yine döneceğim.
1 gün için Orhun'a 2 sayfa not yazdım dikkat edilecekler listesi olarak, Duck için :)
Ne zormuş bırakmak...

:)

Bu yaz nanemolla köpekler için yeni moda; peluş oyuncaklar alıp evde onlarla takılmakmış.

Hatta yazın ortasında bronşit olan köpeklerin modası yağmurda montla dolaşmakmış, öyle dedikodular duyduk.
Eksik kalmamak için biz de bu modaya uyduk.




Ben önlemimi alayım da üşütmesin bir daha, sıcaktan isilik olması sorun değil :))

Bunlar da bu günkü favori oyuncaklarımız,
biri duck oynasin diye aldigimiz dondurma hediyesi diğeri de her zamanki gibi ikea bebek oyuncakları bölümünden :D

Güzel ve neşeli yazılarla dolu,yeni diktiğim yazlık minderimiz ve yeni başlayan milupa organik bebek maması sevdamız ile ilgili blog yazma hayallerim vardı bu sefer; bir sürü de fotoğraflar çekmiştim ama bugünkü veteriner maceramız yine silip süpürdü hepsini.



Sabahtan oglenden sonraya kadar veterinerde gecirdik bugünü.

Kulağı için gitmiştik,
bronşit olduğunu da öğrenip çıktık.

Uyurken arada bir hapşırıcakmış gibi nefes alıp,
sonrasında da ayağa kalkıp balgamı varmış gibi bir öhö yapar sonra da bir süre bakınıp gidip başka yere başka bir pozisyonda yatardı.

Yaklaşık 1 aydır bu böyle.

Önceden vet ziyaretimizde de defalarca öksürdüğünü söyememe rağmen hızlı su içmiştir boğazında kalmıştır, şöyle olmuştur böyle olmuştur diye geçiştirildim.

En sonuncuda da güya ciğerlerini dinleyip bir şey bulamadılar.

Ama bu defa bunu ıslarla üst üste 2 defa anlatıp bir de koştururken ya da su içince değil de yatarken olduğunu söyleyince dank etti sanırım.

Aklıma geldikçe delirmek geliyor içimden bu kadar geç fark edildiği için.

Yatarken oluyorsa ciğerleri sıkıştırdığından olurmuş. kalpte ya da ciğerde sorun var demekmiş.
yattığı pozisyonda kalp veya ciğerlerdeki iltihap ya da oluşum sıkıştığından canını acıtarak öksürtürmüş.

Bunu duyunca tabi başımdan aşağı kaynar sular döküldü,
bildiğim tüm lafları saydım içimden ama yetmez tabi.
hala deliricek gibi oluyorum kızgınlıktan.
akıl nerdeydi o zaman önceki öksürüyor dediklerimde.

Hep hasta oluyor diye aman bir iki öksürdü yine hasta oldu sanıyorlar geçiştirmesi mi bilmiyorum ne itti böyle bir umarsızlığa da bu kadar ilerledi.

Sonuç,
bu defa ciğerleri doğru düzgün dinlendi,
bir sürtünme sesi var dendi panik içinde,
ardından iki röntgen,
sonuç bronşit.

Aferin.

Belki daha ciğerlere ilerlememişti ilk öksürdüğünde ama umursanmadı bile. Su içince ona da oluyormuş...

Herneyse,
sinirliyim.

Bir de zavallı kulağı da kulak uyuzudur diye düşünülerek geçiştirilmişti yine sanırım,
her zaman kulak uyuzu olduysa bu da öyledir..

Al sana değilmiş işte!
Bunu da düşündükçe deliriyorum.

Dış kulak iltihabı,
üstüne bir de kulak kenarında bildiğin yara..

peki kime götürücez biz bu oğlanı?

Delirmemek için kendimi zor tutarken oğluşun öyle mahsun ve acıklı bakışlarıyla karşılaşıp iyice boğmak istiyorum böyle geçiştirenleri..

Kıyamam kuzuma,
zaten üflesek hasta oluyor,
veterinerden çıkmadığımız halde böyle olunca da içim gidiyor.

Şimdi kremlerimizi sürdük,
antibiyotikleri içirdim,
iyileşmeyi bekliyoruz.

Duvar tarafı beniim! :))

Sabah 6da Yaman geldi, Duck uykulu uykulu sevinip evin içinde zafer turları attıktan sonra dayanamayıp hemen kurulmuş babasının yanına, yataktaki kendi yerine.. Koca popolu ayıcığım benim :)

Beni düşünüp de yer ayıran yok! Pabucum dama atıldı yine hemen.