Duck ile ilgili en çok sorulan soru "Evde de bu kadar hareketli mi?"

Cevabı tabiki de EVET ama önceki deneyimlerime dayanarak "hayır, evde sakin bir köpek" şeklinde bir cevap veriyorum, sonrasında ki tepki de istisnasız "aa iyi o zaman yoksa düşünemiyorum evde bu kadar hareketli köpek" oluyor..

Ama istisnasız yani, çoğu kişi aynı soruyu soruyor ve hayır dedikten sonra böyle bir cevap veriyorlar..

Peki doğruyu söyleyip Evet dersem mi ne oluyor?

Önce bir dehşet içinde bakışlar geliyor, ardından uzun uzadıya ee napıyorsunuz peki, salondaki eşyalar falan noluyor, neler yapıyor mesela.... gider de gider böyle :)

Ne mi yapıyoruz,
evde mesela ıvır zıvır eşya bulundurmuyoruz ki zaten biz de ıvır zıvır sevmeyiz,
koştururken kayıp düşmesin, çarpmasn diye koridorda falan halımız var mesela,
koşarken dönüşleri yumuşak olsun diye koltuklara atlayıp ordan güç alarak dönüp koşmaya devam ettiği için koltuk önüne sehpa falan koyamıyoruz, çarpıp canı acımasın diye falan filan.. :)

Ama genelde bunları sabah yürüyüş sonrası, çok sevindiği zamanlarda ya da biz yokken bunalırsa yapıyor..

Onun dışında yavaş koşturmalar :))

Evdeyiz çok mutluyuz :))

Hava güzel, sabahki gidicek mi gitmeyecek mi telaşı bitti, 5-6 defa dışarı çıkmışız, arkadaşlar da bulup oynamışız, annemin annesi teyze gelmiş ooh, daha ne olsun :))

Pirzola bile yedim günlük.
Ananem getirmiş.

Orhun abim de gelir mi diye bekledim ama gelmedi,
Ananem çok hain zaten ikide bir de kandırıyor beni,
Orhuun orhuun diyor evin içinde, kontrol etmek zorunda kalıyorum tüm odaları, geldi de ben mi görmedim diye!

Gezdim gezdim yoruldum, akşama kadar da uyumadım ooh,
şimdi eskisi gibi bütün gece uyurum ne güzel, anneme popomu yaslayıp.

Havalar da iyice sıcaklaşmaya mı başlıyor ne, yokuşu tek seferde çıkamadım nefes nefese kaldım,
annem artık yanında su taşımaya başlasa iyi olur!

Sıcakta da iyice çirkinleşiyor muyum ne,
burnumun ucu da iyice pembeleşmiş, alla allaa..





Öğlen bi 5dk kestirdim kapıya yaslanıp,
normalde minder-koltuk dışı yerler pek huyum değildir ama annem temizlik yaptı bugün,
o yüzden kapının önüne de yatabilirim,
her istediğimi yapabilirim bugün oley!




Artık pilim bitti,
annem de şu bilgisayar karşısından kalksa da yatağımızda yatsak temiz temiz,
sonra belki kafamı kafasının üstüne koyarım,
öyle daha rahat oluyo,
hem de kaçamaz! :))

İş günlerini uyuyarak geçiren duckın depolanmış enerjisini bitirmeye çalışmak tam bir hayal olsa da, sabahları alarmlı saatlerden de korkunç bir şekilde uyandırma çalışmalarını engelleyebilmeyi pek bir isterdim. :)

Şimdilik engelleyemiyorum tabi,
o da maşallah fırsatları bir bir değerlendirir.

Bu sabahki alarm modumuz uzaktan koşup koşup yatağa atlamak, üstümde zıplamaya çalışmak, elime kemik tutuşturmak ama bu kemiği üstümde yatarak yemek ve ben gözlerimi kapar kapamaz yalamaya başlamak şeklinde kendini gösterdi.

Arada sanırım kafama top falan da attı tam hatırlamıyorum :))
Ağzına top alıyo mesela, sonra üstüme çıkıyo, ağzı da tam kafamın üstünde, topu pat diye bırakıyor kafama :))

Bilseydim bebekken biraz aptal olsun diye kafasına kafasına vururdum ama tahmin edemedim işte başıma gelecekleri :))

Neyse mecbur kalktık, bir panik bir telaş, yine ben gidicem zannediyor tabi, tüm eğlenceleri acele acele yapmalıyız ki hiçbiri eksik kalmasın ben gidene kadar.. Oğlum gitmicem diyorum yok inanmıyo :))

En sonunda pilim bitti ve yürüyüş sonrası ev içinde de oynadıktan sonra (ki saat hala 8di) uyuyakaldım, o da ikna oldu sanırım gitmeyeceğime ve böylece ağzında pet şişeyle evin içinde hızlı hızlı sevinç turları atıp yattı neyse ki yanıma :)

1-2 saat önce de ikinci gezimizi yapma amaçlı çıktık ki bi de baktık arkadaş. Yan bloğa misafirliğe gelmişler ama öyle tatlı oynadılar ki eve girmeden bizimle bir turlamayı tercih ettiler. Onun da ismi Lucky imiş. Ve benim komik oğlum fino da olsa korkar havlayan köpeklerden :))
Lucky 6 aylıkmış ama kıskanç baya, duck sahibini sevme amaçlı yanına yaklaştığında misafir lucky küçüğüm ve 6aylığım demeden bağrınmaya başlıyor ducka, duck da korkudan vikvik kaçıyo :))

Hava da inanılmaz güzel,
bugün artık 15 defa çıkarız,
o potansiyeli gördüm duckta :)

Güzel makinamız yamanda, aydınlıkta da neye baktığımı görmeden öylesine çektim fotoğrafları artık olduğu kadar :p :D




Duckın poz vermezse ölecek hastalığı :))

Çılgın cuma devam ediyor :)

Eve bir geldim bizimki camını açmış ordan bana bakıyo :))
Düşücek aşağı deli, iyi ki erken gelmişim ışığı kapalı unuttum diye..

Sonra tabi delirmeler atlamalar zıplamalar sırasında heyecandan neresini nereye koyacağını bilmediğinden patisiyle gözüme bi yumruk attı yanlışlıkla,
mor çatı kadınları gibi kırmızı göz oldum :))

Evi talan etmiş zaten, koltuk minderleri havada uçuşmuş,
biz yokken eve kızları atıp çılgın partiler mi veriyor anlamadım ki..

Neyse akşam yürüdük ettik rahatlamıştır dedim,
oturduk tvnin karşısına..

O tabi yamanın köşesinde,
ben de yanında,
popo popoya tv izleyerek kabuklu fıstık yiyoruz,
sehpa da onun önünde, kolam duruyo bardağımda..

Bi baktım fıstığı yedi sonra da bardağımdan kola içiyo,
öyle de bi rahat ki,
sanki bu onun rutiniymiş gibi :)))

Benim baktığımı gördü, görmemiş gibi tvye bakıyor falan :))

Haspam yaa,
eskiden de bikaç defa ayranımı içmişliği var öyle,
hatta bi keresinde arabadayız,
duck da güya arkada oturuyor ama kafası ortamızda tabi,
biz de dürüm yiyoruz ve ayran içiyoruz,
tam ayranı içicem, dudağıma bi dil değdi resmen,
bi baktım aradan dilini sokmuş ben içerken benim ayranımı içiyo :)))

Deli oğlum ya,
bütün labradorlar böyle mi yoksa dak mı böyle deli onu çözemedim henüz ama çok mutlu ediyo beni bu ördek :))

Deli ördeğin biri
saat sabahın 5inde,
almış vikvik oyuncaklarından birini,
dayamış kulağıma,
patisiyle itip itip öttürüyo!

evet evet sabahın 5 inde!
ve evet kulağıma dayamış!

aldım attım tabi oyuncağı ama öyle kalır mı,
geri getirip bu sefer karnıma çıkıp ağzının içinde sıkıp vikvik öttürüyo

illa kalkıcam,
mecburen kalkıp sakladım oyuncağı,
bu sefer de yatağa çıkıp üstüme yatıyor, üstümden de aşağı kayıyor :D

neyse yarı uyanık yarı uykulu bi şekilde 6ya kadar oyalayabildim,
sonrası komedi..

dışarıya bir çıktık,
atlıyo zıplıyo hopluyo,
napıcağını şaşırmış..

sanki 2 kavanoz nutella yemiş de bir enerji patlaması olmuş :))

kargaları kovalarken köpek giremez tabelasına uçtu,
kaydırağın tepesinden az kalsın yuvarlanıyordu,
bir iki kişiye atladı ama hızını ayarlayamamış popo üstü yere yapıştı :))

tam bir deli bu sabah,
bakalım ben yokken neler yapıcak.

hiç bırakmak istemiyorum bugün,
çok eğlenceli.. :))

Aa bir de yeni bir arkadaşımız var artık, çıtır :)

Bir de inanılmaz tüy döküyor,
ama hani mevsim dökülmesi gibi değil, mevsim dökülmesinin 2-3 katı gibi, aşırı ötesi..
Sıkıntıdan olabilirmiş..

Kendi de farkında,
Yerdeki tüylerine hayretler içinde bakıyor bazen şaşkın şaşkın,
koklaya koklaya :))

Not: Bu yazıyı da 1,5 saatte yazmayı başarabildim,enerjimiz tükenmedi hala, hadi bakalım.. :)

Kuzum, romantik oğlum :)
Yaman dün gittiği için yine keyifsizdi sabah,
öğlen neyse ki orhun abisi geldi sevindi falan derken akşam uyurken bir baktım yamanın pijamasını getirmiş yatağa, burnunu da altına sokmuş mırın mırın ağlaşıyor :)

Özlemek köpekler için ne kadar yoğun bir duygu, başka kimseleri, yapacak birşeyleri olmadığı için belki bilmiyorum.. Ben de duckı çok özlüyorum gün içinde mesela, şimdi burda olsa da inat edip beni çekiştirse de dışarı çıksak, bilgisayarda işlerimi yaparken o koca poposuyla kucağıma çıksa öyle çalışsak falan.. :))

Bu aralar yine öyle onun yerine bilgisayarla ilgilenmeme fazla tepkili olduğu için evde pek bilgisayar, tv ile ilgilenemiyorum. Hatta şimdi de oynayalım diye tepeme çıktığından daha fazla yazamayıp oyuna gidiyorum :))

Bunlar da yoğun istek üzerine , pazar günü sahil koşusu fotoğraflarının azıcık bir kısmı:







Not: daha fazla fotoğraf ekleyemiyorum şimdilik, vakitsizlikten ; bukadarcık yazıyı bile tam 1,5 saattir bitirmeye çalışıyorum

Bu sabah pek bir dili dışarda gördüm duckı :)






Bu da tv izleyerek salatalık/elma yediği köşesi :))

Ne komik çocuk bu duck,
şaka gibi..

Bugün banyo yaptı akşamüstü, kurulanma faslı da bir saat sürüyor tabi..
O mu yıkanıyor ev ve ben mi yıkanmış oluyorum pek anlamıyorum ama pek eğlenceli oluyor yine de..

Bu arada banyo sonrası havluyla kurulattı bana, hırlamadı :)) Ama orhuna kızdı pek dokundurtmadı havluyla, olsun bu da bi gelişme olarak algıladım :))

Neyse konuyu uzattım yine :))

Temiz titiz oğlum artık poposu da temiz olduğu için ve çarşaflar üç günlük olduğu için (henüz değiştirmedim) her zaman gidip yatağa yattığı halde hayatta yatmadığı yerdeki yatağına temiz bir örtü yaydığım için gitmiş ona yatmış :))

Salondaki koltuğa geldi az önce, koltuğun üstündeki örtüyü de kaldırdık öyle oturdu..

Kıymetlidir tüylerii :))

Dün anladım ki duck aslında inanılmaz sabırlı bir çocukmuş, bana oranla :)

Düşünün bakalım,
elleriniz kollarınzı kullanamıyorsunuz,
konuşmalardan hiçbirşey anlamıyorsunuz,
kapı çalınca birinin geldiğini biliyorsunuz ama açıp içeri alamıyorsunuz,
televizyon izlemek anlamsız,
bilgisayar falan unutun zaten,
tek başınıza oynayamıyorsunuz ve kitap falan da hayal tabi, ancak parçalayabilirsiniz..

böyle bir hayatınız varken, yani tamamen başka birine bağımlıyken o kişi de sizi sabahın köründe tek başınıza bırakıyor, hava karardıktan sonra geliyor! tek yapabileceğiniz öylece saatlerce oturmak!

Ve bu ilk günden alıştığınız bir durum değil kesinlikle..

Ben olsam resmen kıyameti koparırdım, evde ne varsa parçalar atardım. Heryere işerdim, hoşlanmadıkları ne varsa yapardım, umrumda da olmazdı! Bırakmasınlar onlar da beni allah allah.

Günler aslında öyle uzun ki, bir yığın şey yapılıyor.. Bir yığın şey yapıldığı halde yine de öyle çok hızlı geçmezken evde oturunca hiç geçmiyor, bütün gün uyumak zorunda kalınca hiç hem de hiç geçmez..

O yüzden takdir ettim dün, bol bol oynadık, öpüştük koklaştık..

Umarım bu durum uzun sürmez, birini buluruz onu öğlenleri gezdirecek ya da daha farklı şeyler olur ve böyle oturmak zorunda kalmaz falan filan..

İnsan çocuğum olsa bu kadar düşünmem çünkü illa ki biri ilgilenir sever oynar bişeyler yapar, sırf köpek diye zavallımın haline bak.. :)

Tüm bu düşünceler içine girdiğimde aslında kızmam gereken duygular içindeydim o da ayrı.
Her zamanki haliyle tüm gece yaladı sevdi beni, uyuyamadım tabi, bunun üstüne gidicem diye panikle sabahın 6sında kaldırdı bi panik, dışarıya çıktık.
O uykusuzlukla anlattım, bugün gitmiyorum, tekrar yürüyüş yaparız şimdi kısa yürüyelim dedim, anlamış gibi yaptı tabi ama nerdee,
kendi kendine mıymıylanıyor, yolları uzatmaya çalışıyor, 5dk kokladığı şeyi 10dk kokluyor falan..
Neyse geldik eve, iş günlerinde olduğu gibi mutfağa gitmediğim için, yatağa yattığım için anladı gitmeyeceğimi.
Bu defa da inanılmaz bir sevinç. Ordan oraya atlamalar, sevgi yalamaları, hediyeler getirmeler falan..
Kızayım desem kızamıyorum öyle mutlu bakıyor ki, güle güle :)

Sonra birazcık daha uyuduk huzurlu mutlu,
kalktık tekrar çıktık koşturduk,
orhun geldi onunla koşturduk,
akşam markete gittik falan derken sanırım 5defa uzun ve eğlenceli yürüyüş yapmış olduk..
Parkta küçük çocuklarla oynadık, başka köpeklerle koklaştık falan..

Düşünün tüm bunları yapabilecekken eve kapatılıyorsunuz!
Dediğim gibi ben delirirdim kesin :))

*

Gece de orhun bizimle kaldı ama Duck beni çok özlediği ve yanımdan ayrılırsa kaçıp gidebileceğimden korktuğu için sanırım 1saniye bile yanımdan ayrılmadı. Normalde orhun bizde kaldığında onunla yatar :)

Az önce de köpekler geçerken heyecandan penceresindeki demiri fazla salladığı için tutturulduğu duvarı parçaladı..
Tek rahat etmemi sağlayan durum camda oyalanmasıydı artık o da olmayacak ne yapıcam bilmiyorum :(
Tekrar yapamazmışız o şekilde.. :(

Bugün aslında duckın internetten fotoğrafını görüp de beğenmiş bir aile köpeğini getiricekti çiftleştirmeye ama ben birkaç şeyi sormalarını istedim veterinerlerine, sorup geri aradılar bir sonraki döneminde görüşmek üzere :))

Duck duysa buna da kızar tabi ama olsun :))
Luckyi çağırdık biz de, gelirler umarım da oynarlar :D

Bunlar orhunu karşılarken :)





bir koyun olarak duck :)





her zamanki gibi her türlü uçar.. :)




kurabiye yakalamaya çalışıyordu fazla yakın çekmişiz :))


orhunla biraz spor da yaptılar :)




talya ve paşayla da oynadılar,
diğer çocuklar korkup kaçtı :))


kargaları kovalamak için kaydırağın tepesine bile çıktı ama pek başarılı olamadı,
koca poposunu kaldırıp çıkana kadar kaçtılar tabi :D

Dün hırlıyor acaba asosyal sinirli köpeklerden mi olucak duck diye korkarken bu sabah başımıza gelenlerle ödlekliğinin devam ettiğini biraz sevinerek fark ettik.

Her sabahki gibi kargalardan da önce eğlenelim koşalım oynayalım modunda laylaylom çıktık dışarı. Duck biraz dün üşütmüş sanırım, akşam geldiğimde de kusuyordu yazık, o yüzden pek keyfi olmasa da benim onu eğlendirme çalışmalarıma ayak uydurup sırıta sırıta dolanıyordu yavaş yavaş. Eve dönüş yolunda birazcık canlandı manlandı derken iki köpekle karşılaştık.

Gayet bakımlı görünen tasmalı bir golden ve kocaman bir gsd. İkisi de erkek ve ikisi de duckın iki katı boyutlarda nerdeyse :) Birden yanımıza koştular, duck tabi oynayalım laylaylom moduna girdi, bir de akıllım gsd ile oynamaya çalışıyo deli mi ne. Biraz zaman geçti sahipleri de geldi oh derken adam meğersem goldenın sahibiymiş, gsd de bir villadan kaçtı heralde diyor. Korkmayın korkmayın bir şey yapmaz falan derken golden birden gsdye hırlamaya başladı uzaktan, gsd de bi hırsla gidip saldırmaya başladı ona. Bey eyvah duckı yicekler şimdi derken bizimki sanki ona saldırılıyormuş gibi viyk viyk kaçtı uzağa.

Meraklı melahatlar gibi de uzaktan izlemeyi ihmal etmiyor ama. Cebimde köpek uzaklaştırıcı vardı bahçe köpeğiyse işe yarar belki diye tuttum ama hiç işe yaramadı, adamcağız köpeğini kuertarmaya çalışıyo ama felaket bir görüntüydü yani tüyler falan uçuşuyo yumak yumak, gitti heralde köpek dedim sonra adam bi şekilde biraz sakinleştirdi, en son kilitlenmiş bi şekilde kulağının ordan ısırıyordu gsd, biz uzaklaşmıştık sonrasını bilmiyorum. Böyle durumlarda ne yapıcağımı her defasında düşünsemde bilemediğimi fark ettim. :( Sitenin güvenliğini arayıp söyledim belki yardım ederler diye ama

Kuyruğumuzu kıstırdık eve doğru yürürken bu sefer de bir köpek feryadıyla panikledik. Bi baktık bizim karşımızdaki villada oturan manyak adam zavallı köpeği mıcırı dövüyor yine. Hem de elinde kemer gibi bir şeyle köpeğe vuruyor, köpeğin feryadını siz düşünün artık.

Bu kadar travma yeter dedik kaçtık eve. Neyse şimdi oyun modundayız. Hiç de duckı evde bırakıp gidesim yok. Onun gibi ben de alışamadım sanırım bu duruma hala :)

Tanıyanlar ve takip edenler bilir,
duck normalde chihuahua bile görse önce bir korkup yere yatan, koklaştıktan sonra da oyuna başlayan bir köpektir.
kısacası ödleğin tekidir.

şimdiye kadar bir köpeğe hırladığını, havladığını hiç görmediğim kadar korkup kaçtığını görmüşümdür..
hatta önceden koku alıp köpeği görmeden geri döndüğü günleri bile bilirim..

aslında tüm bu korkaklığı datçada bir köpek ona saldırmaya kalktığında olmuştu ama öyle her köpekten aşırı korku halinde olmadığı için normal karşılıyorduk. ilk başta temkinli davranır diyelim..

neyse, lafı çok uzattım.
bu veteriner ziyaretimizde iki küçük yorkshire terrier ona hırlayınca o da azcık hırladı, heycandan da tüyleri kabarmış bi şekilde, şaşırdık. Sonra içerde kapalı bir köpek vardı erkek bir golden, camın arkasından havlayıp hırlıyordu.. ona da hırladı, şaka gibi..

hadi bunları evde tek olduğu için tepki davranış değişikliği olarak yorumladık veterinerimizle..

ama bu işe başlamadan önceki dönemde başlamış olan ve hala tuhaf bir şekilde devam eden banyo ya da yürüyüş sonrası karnı kurulanırken havluya hırlayıp kendinden geçerek elimi ısıracakmış gibi ağzına almasına anlam veremiyoruz..

acaba kurularken acıttık da mı bu hale geldi desek bu kadar abartı olmazdı öyle bir durumda diyoruz, hem duck canı acıyınca hırlamaz ki hemen viykler..

ve de önceden havlu görünce hemen kafasını getirir kurulanmaya çalışırdı..

çok üzülüyorum bu haline ve nedenini bulmak için düşünüp duruyorum ama en ufak bir şey gelmiyor aklımıza..

çaresiz kaldık.

nasıl düzeltiriz bunu onu da bilmiyoruz,
işin kötüsü resmen endişeleniyorum acaba iice kendini kaptırıp ısırır mı beni diye,
yapabilir mi öyle bir şey diye..

kurulama bitip havlu ortadan kalkınca da pamuk gibi bişey oluyo,
şaşkınlaşıyo,
naptım ben der gibi..

yalayıp özür diliyo falan,
anlamıyorum neden...

:(

Bunu aslında dün yazmıştım ama yayınlayamadan kapamışım,
şimdi yayınlayalım :D
Çok yorgunken yazdığım için pek eğlenceli olmamış sanki ama olsun.
Dün böyle eğlendik işte:)

*


Tıpkı başka bir evde 3saat geçirdikten sonra eve dönmezsek ne zaman evimize dönücez şeklinde başlayan huzursuzluk gibi bizim evde yaşayan herkes akşamları tam takım halinde evde bulunmazsa duckın içindeki huzurdan bahsedemiyoruz malesef. E huzursuzluk uzun sürünce, yanına bir de uyku problemi eklenince işkenceye dönüşüyor herşey kuzuma.

Neyse ki cuma sabahı günlerce sürmüş olan işkencenin sonunda baba eve geldi ve duck huzur buldu. Ben de tabi.. Bizim eve gelenler de ilk duckı sever mesela, başkaları duckın arkasında ördek ailesi modunda sıraya girebilir isterlerse, ama ilk o! :))

Cuma günü bu sayede tüm gün evde kalmadığı için ve de uyumak zorunda kalmadığı için pek keyifli geçti duck için, uyku sorunum geçici olarak halledildiği için de benim de gecem rahat geçti.İki saniyede mutluyum mutlusun mutluyuz ailesi oluverdik hemencecik. :)

Babası evde olunca bambaşka bir köpek oluyor duck.
Uykusu daha derin ve rahat oluyor bir kere, öyle her köpek havlamasında tetikte bir şekilde koşturmuyor.
Canı durduk yerde sürekli sıkılmıyor, sıkılsa da biz otururken o kendi kendine oyalanabiliyor.
Kısacası çok daha sakin,mutlu ve huzurlu bir köpek oluveriyor. Ben de bu duruma bayılıyorum tabi. :)

Hazır bu kadar huzurlu ve mutluyken, haftasonu da gelmişken eğlenmezsek olmaz dedik ve geçen ay rutin veteriner ziyaretimizi yapmadığımız için bu ay gidip bir görünelim dedik.

Bertuğa gitmek için dışarı çıktığımızda Yaman bizden önce çıkıp arabaya binmişti, ileriden de dönüp evin önünden alıcaktı bizi. Duck da baba gidiyor ben yetişemedim telaşıyla arabanın arkasından koşarken tabi yetişemedi, o üzüntüyle kaldırıma gelirken de paldır küldür bir yuvarlandı. Yaman görmemiş, görse eminim dururdu; benim içim gitti ama o yine babayı yakalarım belki telaşıyla koşturdu arkasından.Bacaklarında yaralar oldu. Neyse ki veterinere gidiyorduk yani :)

Arabaya eskisinden daha alışkın oldu; ama yine de ilk başlardaki ağlama ve viyaklama sesi halen kesilmiş değil. Tüm derdi bana dokunabilmek olduğundan ben de arka koltuğa oturuyorum ve arabanın içinde yine ördek ailesi modunda sırayla oturmuş oluyoruz, tren gibi :))

Geçen yaz kulak uyuzu olmuştu, bu hafta da biraz yine kafasını sallıyormuş gibi geldi bana, kulağını temizlerken de azıcık kirlenmiş gibi geldi panik olmuştum yine mi olduk diye, ona baktırdık. Neyse ki birşey yokmuş olurmuş o kadar kir. Normalde hiç olmuyordu ondan panikledim heralde. Neyse nolvasan otic ile temizlemeye devam dedik.10-15günde bir.Eskiden inanılmaz huylandığım için kulağının içine dokunamıyordum bile ama artık yeter ki yine o kulak uyuzundan olmasın da gerekirse her gün bile temizlerim artık.

Bir de lyme aşımızın zamanı gelmiş, onu yaptırdık.

Duck veterinerine bayılan, oraya gittiğinde köpeklerle oynarken kendini unutup inanılmaz mutlu olan köpeklerden. Ordan eve dönsek bile eminim ona yeterdi ama hazır arabaya da alışmaya çalışıyorken pendiğe gittik babaanneye :))

Babanneyi evden alıp sahile gittik, ne güzel kimsecikler yoktu, geniş de çimenlik bir alan. Saldık koştu deliler gibi. Çamurlara girdi, ot yedi, topla oynattık, babanneyle koşturdu falan baya eğlendi ve yoruldu.

Ordan da tuzlaya gittik, köfte de yedirdik. En sonunda artık deli gibi yağmur yağmaya başladı ve eve döndük.

Öyle yorulmuş ki hiç sesini çıkarmadan suyunu içti camdan havasını aldı yattı hemen. Az önce de bi çiş yaptık geldik hala uyuyor.
(bu arada tırnakları da uzadı 2 senedir ilk defa)!!

Duckı en çok yorgunken seviyorum,
en güzel labrador yorgun labrador! :))

33 kilocuk olmuş ama hala uçabilir :)


çok mutluyum çok mutluyum

koş babane koş :))












ooh köfteler de güzelmiş.

Bu hafta tam bir kabus gibi geçiyor.
Duck için de benim için de, ikimizde de mutluluktan eser yok, aferin.

Evde olmaya alıştı sanırım tüm gün derin derin uyuyor ben yokken,
ben gelince de normalin iki katı kadar enerjik oluyor haliyle.

Bense akşam pilim bitmiş bir şekilde dönüyorum ve o enerjiye karşılık veremiyorum.

Akşam 7den 8e kadar tasmasız koşarak dolanıyor, evde yemek yiyoruz sonrasında sürekli oyun istiyor haklı olarak, bir yere kadar dayanabiliyorum sonrasında 21.30 gibi dayanamıyorum ve yatmak istiyorum. Bu sefer yatakta 22ye kadar falan kemik kemiriyor ben de kemiğini tutuyorum ama sonrasında dayanamayıp uyuyorum.

Duck da 3e kadar falan uyuyor ve ardından yalamalar, oyuncak getirmeler, pati ile dürtmeler, çekiştirmeler falan 4-5e kadar böyle oluyor. Sonra zaten 6da kalkıyoruz.
7ye kadar yine tasmasız koşturmaca, evde de 8e kadar yine tepemde, iki saniye nefes alamıyorum. Artık oturduğum yerden şu baloncuk yapan şeyleri üflüyorum, baloncukları yakalamaya çalışıyor falan bir 15dk durmuş oluyorum böylece. Ya da şimdi olduğu gibi camdan bakıyor bazen.

Ben giyinmeye başlayınca da ağlayıp kendini yerden yere atmalar başlıyor, çıkana kadar da ağlıyor.
Peşimden de camdan çırpınıyor falan..

Bu hafta her gün böyle geçti.
Uykusuzluktan çok kötü oldum.

Değicek bir şey olsa neyse,
Köpek gezdiricilerden olup her gün bir köpek gezdirsem daha fazla maaş alacağım bir şey için böyle işkence çekiyorum. Bu durumda tabi öğlenleri için bir köpek gezdirici ile anlaşmak da saçma oluyor tabi.

Nolucaz böyle bilmiyorum.